MENÜ

Başkan kendisiyle çelişti

Abone Ol Google News
Haberin Devamı

Aziz Yıldırım 18 yıl önce göreve gelirken, kişilere bağlı olmayan, kendisine yeten büyük Fenerbahçe için oy istemişti. 18 yıl sonunda söyledikleri bununla temelden çelişiyor.

Aziz Yıldırım’ın tüm konuşması içinde en dikkat çeken ve bütünü anlatan cümle şu: “Fenerbahçeli olduğunu söyleyip de Fenerbahçe’nin karşısında olanları ihraç edeceğiz.” Bu aslında Fenerbahçe’ye karşı olanlar değil Aziz Yıldırım’a karşı olanlar demek. İktidar süresi 18 yıl olunca ona sahip olan doğal olarak yönettiği organizasyonla kendisini bir görmeye başlıyor. Keza, “Muhalefetin bir gün dahi dayanamayacağını” söylemek de aynı kategoride değerlendirilmeli. Başkan olduğunda bebek olanların ‘istifa’ deme hakkının olmayışı da...

Tamamen ona bağlı bir düzen

Aziz Yıldırım 18 yıl önce göreve gelirken kişilere bağlı olmayan ve kendisine yeten büyük Fenerbahçe için oy istemişti. 18 yıl sonunda söyledikleri bununla temelden çelişiyor. Neredeyse tamamen ona bağlı bir düzen oluştuğunun altını kalın bir çizgiyle çekiyor. Ki bu büyük oranda doğru ve büyük de bir sorun.

Ülkedeki anlayış bu

Peki bunlar sürpriz mi? Tabii ki hayır. Çünkü ülkede yerleşmiş genel anlayış bu. Apartman yönetiminden en tepeye kadar giden genel tavır bu. Bu coğrafyada bu ayar verme stili hakim. Hepimiz sadece buna saygı duyuyoruz. Ve 18 yıl boyunca süren bir iktidarda başka türlüsünü bekleyemeyiz.

İstenen ücretler mantıksız ama...

Başkanın Gökhan ve Mehmet Topal konusundaki yaklaşımına katılıyorum. Bunlar mantıksız ücretler. Ancak Van Persie 5.7 milyon Euro alırken, hem de Gökhan ve Topal’ın istediği ücreti
Beşiktaş verirken, kariyerlerinin belki de son kontratını en iyi şartlarda yapmak istemeleri de normal. Menaceri, Barcelona ile de çalışan uluslarası bir spor ajanı. Eğer Nani’nin de menacerliği
yapıyor olsa, ‘görüşmeye o girmeyecek’ demek mümkün olmazdı. Buradaki çifte standart yerli oyuncuları soğutuyor. Gönül’ün 8 yılda sadece 2 şampiyonluk kazanmış olmasını bir eleştiri konusu olması da kabul edilebilir. Ancak bu eleştiriyi başkanın yapmış olması öyle değil.

Hoca seçimini yapamıyor

Bakın, Aziz Yıldırım 18 yıldır bizzat kendisinin seçtiği teknik direktörlerden hiçbirisi hakkında olumlu konuşmuyor. Zico’dan Daum’a... 3 Temmuz’da hem başkanlık, hem hocalık yapan ve büyük isyanı ayakta tutan Kocaman için, “Ben olduğum sürece burada çalışamaz” dedi. Yanal içinse, “Ben gittikten sonra da gelemez”... Bu teşhislerin doğru olması, Yıldırım’ın her seferinde kötü seçim yaptığını gösterir. 3 Temmuz etkisi dışında şampiyon olamayıp görevine devam eden ilk isim ise Pereira olacak. Ve bu seçimi de aslında Yıldırım değil, 5 ay görev yapan Terraneo
yapmıştı. Yani Yıldırım’ın kendi hatalı seçiminin yaptığı Pereira seçimi doğru oluyor. Hepsi çelişki!

İlk kez büyük hedef yok

Dün Yıldırım 18 yıldır ilk kez büyük hedefler göstermeden bir konuşma yaptı. Bir spor kulübü olmanın öneminden dem vurmadı. Hatta, Küçülelim mi?” diye sordu üyelere. “Transfer beklemeyin” dedi. 3 sene üst üste şampiyonluk garantisi de vermedi. Bunlar ilk kez oluyor.

70 milyon harcadı şampiyon olamadı

Geçen sene önce, “50 milyon Dolar harcasam şampiyondum” dedi. Sonrasında 70 milyon Euro harcayıp yine şampiyon olamadı. Bunu, suçladığı basından kimse söylemedi. 50 milyon Dolar harcanarak şampiyon olunacağını söyleyen başkandı. 70 milyon Euro harcayıp olamayan da... Yani konunun basının transfer sevmesiyle hiçbir alakası yok. Ve konu UEFA Finansal Fair-Play’e
geldi. Aziz Yıldırım büyük bir başkandı. Ve tarihe de öyle geçecek. Muhtemelen bir süre sonra da özlenecek ve aranacak. Ancak bu konuşmasının kimseyi tatmin ettiğini ikna ettiği sanmıyorum.

YORUM YAZ