MENÜ

Bardak

Abone Ol Google News
Haberin Devamı

Geçen yıl elemelerin son 3 ayında Fatih Terim önce, “Ne yapayım oyuncu yetişmiyor” isyanındaydı... Son düzlükteki kombine mucizelerle, “Bu altın jenerasyon olabilir” noktasına geldi. Şampiyona öncesinde, “Daha önce yarı final oynadık. Başarı finaldir” ve ‘Biz bitti demeden bitmez” mesajları netti. Şimdi dolaylı yoldan, “Bu takımın kapasitesi bu kadar, ne kadar doldursanız da bardağın taşıyabileceği önemli. Bu rakiplere kaybetmeye şaşırmamak lazım. Arada çok fark var” mesajları geliyor.

Oyuncular tarafında sorun var. Hem de büyük. Başta prim kavgası... Ancak unutmamak gerekir ki, onları seçen isim Terim... O tek seçici... Onlara bu korkunç primleri vermeyi taahhüt eden de Yıldırım Demirören. Baştan söyleyeyim bunun savunması “Sponsorlar karşılıyor parayı” olamaz. Çünkü bazı oyunculara bir yılda kazandıkları paradan fazlasını taahhüt ediyorsanız orada sorun çıkar. Takıma seçilmeyen sorun çıkarır. Menacerleri daha büyük sorun çıkarır. Tam prim alamayan da, hayatında bu kadar parayı görmemiş genç oyuncu da.

İşin içinde para varsa mevzu hep böyledir. Bu, bugün olmadı. Daha önce de cip krizlerinden, saat mevzularına bunları çok yaşadık. Sakatlık sebebiyle oynamayacağı kesin olan oyuncular dahi daha önce sadece prim için götürüldü kupalara. Bunları yaşadık. Zaten Terim Euro 2016’nın Hodgson ve Conte’den sonra en çok kazanan 3. hocasıysa bunları daha az yaşayalım diye.

“Yoksa ne kadar doldursanız da bardağın taşıyabileceği belli.” Değil mi?

Topla ilgili olsaydı, Türk Milli Takım Teknik Direktörlüğü pozisyonunun maaş değeri -primler hariç- Hırvatistan’ınkinin 14 katı olmazdı.

YORUM YAZ