MENÜ

Yöneticiler ne konuştuğunu bilsin futbolu ise bilenler yönetsin!

Abone Ol Google News
Haberin Devamı

Türk Futbolu nereye koşuyor; son günlerde yine tartışma konusu bu! Sezon sonu yaklaştıkça da alışık olduğumuz sahneler tekrar yaşanmaya başlanıyor. TFF topa tutuluyor, MHK yerden yere vuruluyor. Kimse kimseyi beğenmiyor. Zaten tribünlere de seyirci gelmeyince, Türk futbolu tekrar dizayn edilmeli konusu herkesçe konuşulup tartışılıyor. Beklenmedik puan kayıpları sonrası yıllardır profilinin dışına çıkmayanlar zaman zaman aşağıladıkları medyayı kullanarak kendilerine göre ‘dünyaya’ mesaj vermeye çalışıyor.

Tek suçlu TFF!

Hal böyle olunca, futbolun patronları yine hedef tahtası haline geliyor. Bir bakıyorum, eski milli futbolcularımız, haklı olarak isyan bayrağını açıyor; ‘Futbolu, futboldan gelenler yönetsin.’ Tamam da zaten siz bunu yıllardır dile getiriyorsunuz. Ne değişti ki, şimdi değişeceğine inanıyorsunuz. Zaten futbolun patronlarının o koltukta oturma sebepleri belli. Ayrıca seçimlere tek adayla giriliyor. Eee, bu böyle olunca Türk futbolunu nasıl kurtarmayı planlıyorsunuz beyler?..

Johan Cruyff ve Kemal Sunal

İşte geçtiğimiz günlerde televizyonda bu tartışmaları, isyanı izlerken aklıma yıllar önce yaptığım 2 röportaj geldi. Birincisi tam 20 yıl öncesiydi. Türkiye’nin sevgilisi, unutulmaz ismi, efsane güldürü ustası Kemal Sunal. Evet, rahmetli Kemal Sunal’la müthiş bir söyleşi gerçekleştirmiştim. Röportaj yapmayı sevmezdi Sunal, ama beni kırmadı ve kendisini o yıllarda gazetemizde konuk edip, keyifli bir sohbete imza attık. Evet, tam 20 yıl önce şu açıklamayı yapmıştı: Bazı kulüp yöneticileri düşünmeden konuşuyor. Talihsiz beyanatlar veriyor. Bence bu yöneticilerin konuşmadan önce iyice düşünmeleri gerekiyor...

Futbolu bilenler, bilmeyenler...

Diğer röportajı ise Johan Cruyff’la 2009 yılında gerçekleştirmiştim. Dünyanın tartışmasız en zeki futbolcuları arasında gösterilen Hollandalı yıldızla Barcelona’da buluşup, o çok istediğim keyifli söyleşiyi yapmanın gururunu yaşamıştım. Efsane Cruyff da röportajın bir bölümünde aynen şu ifadeleri kullanmıştı; Hayat felsefemde şu vardır: Herkes bildiği işi yapmalıdır. Bu nedenle futbolu da futboldan gelenler yönetmeli. Avrupa devlerinde bile futboldan anlamayan kişiler görev alıyor. Bu çok acı...

Bu kafayla zor değişir...

Evet, aslında çözüm çok basit fakat ısrarla yanlışın peşinde koşmaya devam ediyoruz. Israrla ülke futbolunu uçuruma sürüklüyoruz. Futbolda başarıyı yakalamış, sistemi oturtmuş ülkeleri örnek almaktan nedense kaçınıyoruz. Bakınız burada ülke menfaatleri, ülke futbolu önemliyse, isimler üzerinde durmak yanlıştır. İsimler önemli değildir, Türk futbolunun düzlüğe çıkması için reçete çok basittir: Her ortamda sahneye çıkıp konuşanlar susacak, futbolu da futboldan gelenler yönetecek!

YORUM YAZ