MENÜ

Keşke...

Abone Ol Google News
Haberin Devamı

Bundan galiba 6 yıl önceydi... Mükemmel bir kampanya sonunda 2008 Avrupa Şampiyonası’na Yunanistan ile birlikte evsahipliği yapmak için finale kalmıştık. Fakat, kazanan bildiğiniz üzere İsviçre-Avusturya ortak yapımı olmuştu. Zarfın açılmasına bir gün kala düzenlenen ve son kozlarımızı oynadığımız sinevizyon gösterisi sırasında o dönemin UEFA Başkanı Lennart Johansson uyumamış olsaydı, belki sonuç farklı olabilirdi.
Keşke bu şampiyonayı biz organize etseydik... Açık söylüyorum, İsviçreliler bu işi bilmiyor, futbolla alâkaları hiç yok, aslında bu turnuva kimsenin umrunda da değil.
Sizlere, önceki gün oynanan İtalya-Hollanda maçında yaşadığım bir olayı aktarmak istiyorum. Aşağıdaki cümleleri okuduktan sonra siz de bana kesinlikle hak vereceksiniz:
Sokakların rengi turuncu, ara sıra gök mavi... Ölüm Grubu’ndaki maçtan önceki manzara bu. Tribünler de aynı, çoğunluk Portakal. Hollandalı futbolcular maça 1 saat kala, sahanın çimini ‘kontrol’ ediyor. Bizim önümüzdeki tribünde ise onların eşleri, çocukları, sevgilileri... Bakıyorum, Liverpoollu Kuyt kendini tutamıyor ve 3-4 yaşlarındaki kızının yanına koşuyor. Galiba maçtan önce yavrusunu son kez öpecek, koklaşacaklar. Ama o da ne: Stat görevlisi yıldız oyuncuyu engelliyor. ‘Tribüne yaklaşamazsın, akreditasyon kartın yok’ diyor!
Evet, bu manzarayı gördükten sonra kendi kendime söylendim: Lanet olsun bu şampiyonayı İsviçreliler’e verenlere...
Bize vermiş olsalardı, en azından grup maçı çilesi çekmezdik! Evsahibi olduğumuz için de şampiyonada belki gerçek taraftarın ‘gazıyla’ bir maç kazanırdık...

YORUM YAZ