MENÜ

Başınıza Olimpiyat Stadı düşsün!...

Abone Ol Google News
Haberin Devamı

Ama hiç biriniz ismi üstünde olmasına rağmen Atatürk Olimpiyat Stadı'nın hangi amaçla inşa edildiğini sorgulamadınız.

Kafanızı gömdüğünüz "futbol" dışında başka spor dalını bilmediğiniz, tanımadığınız için Türkiye'nin bu alandaki en önemli yapısını küçük beyinlerinizle "tu kaka" yaptınız...

2005 yılında yayınlanan "Stadi Del Mondo" (Dünya Statları) adlı kitapta Atatürk Olimpiyat Stadı'na, her türlü spor, sosyal ve kültürel faaliyetlerin yapılabildiği için övgüler yağdırıldığını, Dünyanın bu alandaki en iyi 5 stadından biri olduğu gerçeğini ise kulak ardı edip, rahmetli Sinan Erdem'in kemiklerini sızlattınız.

Ülkemizin yetiştirdiği en büyük olimpik değer olan Sinan Erdem'in hayatı pahasına giriştiği "İstanbul halkına Olimpiyat yaşatma düşü"nü, ancak kendi iktidarları döneminde sahiplenenlerin, 90'lı yıllarda Olimpiyat fikrine nasıl uzak olduklarını ise hiç gündeme getirmediniz.

Dahası 1992 yılında hayata geçirilen ve dünyada bir ilk olan "Olimpiyat Yasası" ile İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin üstüne düşen yükümlülükleri hangi belediye başkanının sümen altı ettiğini dillendirmekten hep kaçındınız.

İstanbul Büyükşehir'in belediye bütçesinden her yıl 100'de 1'ini İstanbul Olimpiyat Oyunları Hazırlık ve Düzenleme Kurulu'na aktarma şartını yerine getirmeyenler, iktidar gücünü ellerine geçirince, birden bire Olimpiyat Havarisi oldu.

Günümüze kadar kötüledikleri, yüzüne bile bakmayıp, belediye futbol takımına peşkeş çektikleri bu stadın farkına ancak 13 Ağustos 2011 tarihinde farkına vardılar.

Kendi belediye başkanlığı döneminde İstanbul Olimpiyat Oyunları'na ve yaşanan sürece hep uzak duran Recep Tayyip Erdoğan'ın bu tarihte Olimpiyat fikrine sarılması, tanıtımda ise ana unsurun Atatürk Olimpiyat Stadı olarak gösterilmesi ise oldukça manidardı...

Her vesile ile bu stadı kötüleyen dönemin Spordan Sorumlu Devlet Bakanı Suat Kılıç'ın da, Uluslararası Olimpiyat Komitesi üyelerine makyajlanmış Atatürk Olimpiyat Stadı'nı gururla gezdirmesi ise arşivlerde hala sıcaklığını koruyor.

Şimdi de kalkmış Fatih Terim, üstüne vazife olmayan bir konuda ahkâm kesiyor. Sayın Terim bu ülkede sayısız futbol stadı var. Hem 20. yüzyılın ilk yarısında yapılan işlevini yitirmiş olanlar hem de milenyumda inşa edilen Arena tarzı günümüz statları...

İsterseniz önce yapımı sürenlere el atın... Ama Türkiye'nin tek olimpik stadı olan Atatürk Olimpiyat Stadı'nı futbola bulaştırmayın.

Bu konuda yapacağınız en iyi şey; Galatasaray Lisesi'nin ardından İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi'ni bitiren, 1943'te voleybol ve tenise başlayan, voleybolcu olarak Beyoğluspor ve Galatasaray'da oynayan, uzun yıllar Türkiye Milli Voleybol Takımı'nda forma giyen, milli takım kaptanlığı ve antrenörlüğü yapan, Türkiye Voleybol Federasyonu genel sekreterliği (1957-67), Türkiye Milli Olimpiyat Komitesi (TMOK) genel sekreter yardımcılığı (1975-82) ve genel sekreterliği (1982-89) görevlerini üstlenen, 25 Şubat 1989 tarihinde geldiği TMOK Başkanlığı görevini vefatına kadar sürdüren, 1988'de Uluslararası Olimpiyat Komitesi (IOC) üyesi olan, aynı yıl Akdeniz Oyunları Yönetim Kurulu'na seçilen, Meksika, Münih, Montreal, Moskova, Los Angeles olimpiyat oyunlarında teknik delege olarak, Seul, Barselona, Atlanta ve Sydney olimpiyat oyunlarında ise IOC üyesi olarak görev yapan, Fransa Spor Bakanlığı'nca altın madalya, Uluslararası Olimpiyat Komitesi'nce liyakat, Japon Hükümeti tarafından Japon İmparatoru Akihito adına düzenlenen nişan verilen, 24 Temmuz 2003'te kanser tedavisi gördüğü Paris'te yaşamını yitiren Sinan Erdem'in eserine dokunmamaktır.

Eğer Terim, Sinan Erdem'in hayata geçirmek istediği projenin tamamını görse, onun ne yapmak istediğini anlasa, zaten içine düşen futbol stadı fikrinden vazgeçer, bir Galatasaraylı abisinin vasiyetine dört elle sarılıp, sahip çıkar...

YORUM YAZ