MENÜ

Yalan rüzgârları

Abone Ol Google News
Haberin Devamı

Türkiye’de futbolun kılcal damarlarına kadar işleyen çarpık, kirli, eyyama ve goygoyculuğa dayalı düzen daha ne kadar devam edecek bilmem. Ancak bildiğim tek şey, bunun böyle gitmeyeceği, gidemeyeceği, en azından gitmemesi gerektiği.
Ortada futbol yok, ama siyaseti ve hamaseti fazlasıyla var. Rahmetli Halit Çapın, “Gırtlağımıza kadar lağımın içindeyiz, imdat diye bağırmaya kalksak, pislik ağzımıza dolacak, o yüzden herkes susuyor” demişti bir tarifinde. Durum aynen bu. Ortalık riyakârlardan, ikbal vurguncularından, yancılardan, yalancılardan, yalakalardan, figüranlardan geçilmiyor. İstenen, özlenen, beklenen ve olması gereken nedir? Çok basit. Her kulübe eşit mesafede duran, lobilere ve kulislere boyun eğmeyen, ona buna mavi boncuk dağıtmayan, kararlarında standart olan, bu özellikleriyle de kaybolan adalet duygusunu yeniden tesis edecek bir federasyon. Sadece futbolun evrensel kurallarını ve değerlerini eğilmeden bükülmeden savunup uygulayacak, kararlılıkla uygulanan bir sistem. Koltuk uğruna tribünlere değil, siyasete, çeşitli güç odaklarına oynayan değil, futbol için bütün bunları karşısına alabilecek, sadece futbolun yanında olabilecek bir federasyon başkanı ve kurulları.
Hep söyledik, hep yazdık. Fikrimiz de hâlâ değişmedi; Türkiye’de futbol sadece konuşulmadığı kadarıyla var. Gerisi yalan dolan. Bildiklerini susup, bilmediklerini konuşanların geveze ikliminde, bir arpa boyu yol almak olanaksız. Herkes eşitsizlikte eşitlik, adaletsizlikte adalet istiyor. Kriter kimin umurunda; yaşasın krater ve kraker düzeni ile düzenbazları.
Milyar dolar seviyesine ulaşan sektördeki acizlik ve zavallılık gırtlak boyuna ulaşmış. En basiti eloğlu gelecek senenin fikstürünü şimdiden bilirken, bizde bunu belirlemek bile hâlâ problem. Kupa statüsünde Afrika’da olmayacak işler oluyor, aynı gruptan çıkanlar eşleşebiliyor. Kupadaki sarı ve kırmızı kartların uygulanış biçimi ayrı bir komedi.
Taraftar ‘kupaları için sevmedik, renklere aşığız’ diyor, tribünler bomboş. Neredeyse berabere kalanı, yenileni dövecekler. Tribünler bomboş, ama demoklesin kılıcı gibi sallanıyorlar yönetimlerin ve futbolcuların başında.
Bu garabet yalan düzeni yıkılmadıkça, medyada bunu alkışlayanlar, buna susanlar, bunları görmezden gelenler prim yaptıkça, bunlar bir de utanmadan ahlâk, dürüstlük ve vatanseverlik dersi verdikçe, bu karanlıklar daha çok prensler, krallar, imparatorlar doğurur. Bu cerahatin bütün iğrenç yüzüyle ortaya döküleceği günü sabırsızlıkla ve umutla bekliyoruz.
Futbolun kahramana da, kahramanlığa da ihtiyacı yok. Mavi boncuk felsefesine yüz vermeyen, kuralları uygulayacak basiretli bir federasyon yeter de artar.

YORUM YAZ