MENÜ

Sizce hangisi?

Abone Ol Google News
Haberin Devamı

Usanmadan yazmaya da söylemeye da devam ediyoruz ve edeceğiz; Türkiye’de futbol sadece konuşulmadığı kadarıyla var.
Bu ahvâl ve şerâit içinde Fenerbahçe’nin yaşadığı değişim ve dönüşümündeki derinliği, sığ kafaların algılamasını beklemek tam bir safdillik. Zaten derdimiz de onlara bu felsefe farkını anlatmak olmadı hiçbir zaman. Ama niyeyse durumdan vazife çıkaranlar, aptalca bir gayretkeşlikle cevap yetiştirmeye çalışmaktan telef oldu.
Hayatlarını “kazanan haklıdır” fütursuzluğu üzerine oturtmuş ve amaca giden her yolu meşru gören çarpık zihniyetle hayatın hiçbir alanında işimiz olmadı ve olmaz. Meşrebimiz “haksızlık yapmak, haksızlığa uğramaktan daha acıdır” mantığının azınlıktaki işgüzâr savunucularıyla örtüşüyor, o kadar.. Bu halimizle de rezilliğin, utanmazlığın, pişkinliğin ve seviyesizliğin sınırının kalmadığı, hatta kutsandığı bir mahallede ‘salyangoz satıcısı’ndan zerre farkımız da yok. Bunu da biliyoruz ve hiç gocunmuyoruz zaten.
Yoksa teknik direktörlere aşağılayıcı lâkaplar takmak, futbolcuları tribünlerin önüne atmak, yönetimlere kapılanmak, ahkâm kesmek, tribünlere oynamak makbul adam olmak için en mâkul yol. Komplo teorileri üretmek, komplo düzenine güzellemeler döktürmek, gerçekleri dillendirmekten daha cazip ve kolay bir iş. Yaptırımı da riski de yok yalanların; çünkü gerçekler kadar rahatsız edici olmadılar hiçbir zaman.
Bonservis bedelleri, yıllık kazançları, takım bütçeleri üzerinden ukalâ kutsamalar ve aşağılamalar üretmek, sahte kahramanlar türetmek, destanlar yazmak nasıl bir şeydir bilmem. Yorumculuğu teknik direktör hocalığıyla karıştırıp, kurs verir gibi 1-2-3-4-5 rakamlarından toplamı 11 eden farklı diziliş reçeteleri vermenin kışkırtıcı hazzını da erbâbına sormak gerek.
Naçizâne kendi cürmümüzce yıllardır dönüp dönüp dillendirmeye çalıştığımız özetle şu cümlelerden ibaret: Futbol takım oyunudur. Basit bir oyundur. Ukalâlığa asla tahammülü olmayan, tokadı anında indiren bir oyundur. Her takım saygı duyulacak takımdır. Büyük veya küçük takım yoktur. Kolay maç yoktur. Maç bitmeden maç bitmez, lig bitmeden lig bitmez. Her maç derbi maçtır. Mücadele etmeyenin, koşmayanın yetenek farkı ortaya çıkmaz. Futbolu bonservis bedelleri ya da bütçeler değil sahadaki futbolcular oynar. Değerler, ilkeler, felsefeler ve hedefler şampiyonluklardan ve başarılardan çok daha önemlidir.
Fenerbahçe zümrelerin, cemaatlerin, lobilerin takımı olmasın. Kazanmak için her yolu mübah görmesin. Meydan okuyarak, direnerek kazanacaksa bir anlamı var.
Biat ederek, teslim olarak, benzeyerek, kendini inkâr ederek ya da ittifaklarla kazanacaksa hep kaybetsin!

YORUM YAZ