MENÜ

Sessizlik

Abone Ol Google News
Haberin Devamı

Fenerbahçe kazandıkça kalitesizleşen, defosu artan, yerlerde sürünen Süper Ligimiz bir anda Premier Ligi geride bıraktı galiba! Kalite kontrol azmanları ile müridlerinin iki yüzlü tapınmalarını okuyup dinliyoruz günlerdir.
Fenerbahçe karışmadığı için nasıl da kudurganlaşıyor kalemler ve kelamlar... Şampiyonluğun tadını bile çıkaramıyor bazıları... Bünyenin zayıfladığını zannedip fırsattan istifade aktive olmaya çalışan virüsler de devrim muhafızlarının balyozlaşmış iradesine çarpıp un ufak oluyorlar. Hak ettikleri cevapları en güzel şekilde alıyorlar.
Fenerbahçe Yönetimi’ni tribünler yoluyla devirmek için 2010 planı yapan, tribünlere mayın döşeyen adamlar bunlar. Bu sinsi oyunları tesadüfen polisin yasal dinlemelerine takılmış, adli dosyalara girmiş tanıdık figürler. Hedefleri uğrunda manüplatif ve spekülatif içerikli sipariş haberler yaptıran adamlar bunlar. Sonra ısmarlama işler yaptırdıkları kalemşörlerini legal bir kılıfla açıktan besleyenler.
Aynı dava dosyasında Fenerbahçe Borsa’ya açıldığı gün “Off, kulübün kasasına deli gibi para girdi be abi!” diye ağızları sulana sulana konuşanlar. Bu yağmacıların bu tür zamanlarda ortaya çıkmaları tesadüf değil. Bunlar Denizlispor maçını kurgulayanlar. Bunlar Fenerbahçe düşmanları ile kol kola girip, son anda kaçan şampiyonluklara rakiplerden daha çılgınca sevinip, ellerini ovuşturanlar. Büyük Yürüyüş’e cephe açan altın tespih sahibi ‘ağır abi’ler. Fenerbahçe’nin şampiyonlukları ve başarıları işte bunun için çok önemli... O güç kazandıkça, bünye bunlardan arındıkça, direnç arttıkça, taraftar yumruğunu çözmedikçe tasfiye oluyorlar. Fırsat buldukça da güya güçlerini test edecek el ense yoklamaları çekiyorlar.
Fenerbahçe Yönetimi Denizli’den sonra ikinci stratejik hatasını sessiz kalarak yapıyor. Taraftarlar kahvede, sokakta, işyerinde, internette sürekli kendi aralarında tartışıyor. Bilinç dersi veriyor. Hepsinin tek beklentisi fırsatçılara zemin sağlayan sessizliğin yol açtığı belirsizlik havasının bir an önce dağıtılması. Yani dertleri bomba transferler değil, asıl hedefe yönelik hangi adımların atıldığını duymak. Tabii bütün bunları da birinci ağızdan dinlemek istiyorlar ki; bu da hakları. Teselli değil, bir meydan okuma, bir kafa tutma motivasyonu bekliyorlar sadece... Yılgınlığa düşmediler, ama kavganın ortasında yalnız kaldıklarını hissediyorlar.
Fenerbahçe’nin başını öne eğmesini gerektirecek hiçbir kirli ittifakı, hiçbir iktidar ve kurumla yanaşık ve yalaşık düzen ilişkisi yok. Susmak, sözleriyle ucuzlayıp çürüyenlere, içerden ölenlere en iyi hayat dersidir. Ama galiba dozu kaçtı biraz. “Söz meclisten içeri” diyerek en üst perdeden konuşma zamanıdır artık.

YORUM YAZ