MENÜ

Şaibe

Abone Ol Google News
Haberin Devamı

Cuma günü Rize’ye edilen mide bulandıran telefon skandalını yadırgayanlara, dirayetli tutumuyla rezilliği deşifre eden Rizespor Başkanı da şaşırıyordur. Çünkü bu, Ulusoy federasyonlarının Türk Futbolu’na bıraktığı şaibe mirasının en küçük yansımalarından biridir.
Hadi ‘yedek üye’ çirkinliğiyle suçüstü oldu da, onun avukatlığına soyunan ‘asil’lere ne demeli? Var mı birbirinden farkları? Bu adam gördüğünü uygulayan bir stajyer sadece. Aklınca ‘olduğunu’ ispatlamaya çalışıyor birilerine. Ya ‘tarafsızlık’ kamuflajıyla ekran ekran dolaşan militan yorumcuların yorumları? Onların durumu daha vahim, daha çirkin!
Murathan Mungan’ın meşhur sözü bir kez daha ispatlanmıştır bu olayla; “Türkiye’de her şey olabilirsiniz, ama isteseniz bile rezil olamazsınız. Çünkü rezilliğin sınırı kalmadı.”
Korunmaya, kollanmaya, şımartılmaya alıştırılmış birilerinin umutsuz ve panik halindeki çırpınışlarıdır bu yaşananlar. O düzen bitti, şimdi düzeneklerin imhasında sıra. Savaş sonrası mayın temizliği gibi.
Yoksa Türk futbolseverler bunlara çoktan alıştırıldı. Paylaşım yemeklerine, ortak pankartlara, olmaz zamanlarda giden, ama asla gerçekleşmeyen transfer tekliflerine... Ulusoy’un evine yapılan, ‘şarap’ kokulu ‘gazâ’ ziyaretlerine.. Otel köşelerinde gizli gündemli centilmen (!) buluşmalara.
Birinci önceliğini ‘güven ve adalet’ duygusunu yeniden tesis etmek olarak açıklayan yeni federasyon, yolun hemen başında ciddi bir samimiyet testinden geçecek. Bu konuda verecekleri karar, gelecekleri hakkında da ipucu verecek. Ya makas değişecek, ya eski düzen devam edecek.
Çünkü Türk Futbolu her yönüyle batağa saplanmış durumda. Pis kokular yayan bataklığı kurutmak da Hasan Doğan federasyonunun işi. Bunu becermek için de sadece kuralları adam gibi uygulamak yeterli.
Peki zihinlerdeki ve vicdanlardaki şaibe bataklığını hangi çaba kurutabilir?

YORUM YAZ