MENÜ

Kolay olmayacak

Abone Ol Google News
Haberin Devamı

Son gelişmeler gördükçe, Bıçakcı federasyonunun nasıl yıpratılıp gitmek zorunda bırakıldığı geliyor aklıma... Onların altını oyan, kurulların içindeki çekişmeler ve ince ‘kamikaze’ oyunlarıydı.
Birileri sanki gizli bir emir almıştı; o federasyonu gülünç durumlara düşürmek ve göndermek için yine birilerine diyet ödüyorlardı. Hasan Doğan da o federasyonun içindeydi. Bunları en iyi bilenlerden biri kuşkusuz o.
Şimdi benzer bir senaryonun ipuçları saçıldı ortaya. Yine aynı süreç için düğmeye basılmış gibi. Ancak Doğan, bu konuda en tecrübeli isim. Sütten ağzı yanmış biri. Bunlara en radikal ve keskin biçimde neşter vurmakta tereddüt ederse, tarih tekerrür eder.
Bazıları o eski düzeni çok özleyecek. Daha şimdiden ağıt yakanlar da var. Kafadan saldırıp, diş göstererek biat ettirmeye çalışanlar da...
Yeni federasyonun birincil görevi işte bu kronikleşmiş ve Türk futbolunun kanını emen lobileri ve uzantılarını önce yerle bir etmek, sonra da yok etmektir. Ancak bu hiç de kolay olmayacak. Bu adamlar temizlendikçe, birileri de intikam hırsıyla daha ağır sabotaj eylemlerine soyunacak. Bu sürpriz değil, komplo teorisi hiç değil.
Cervantes’in don Kişot romanında geçen “Tedavi bazen hastalıktan daha acımasızdır” sözünü hatırlatalım Doğan ve ekibine...
Futbolu kurtaracak ve ayağa kaldıracak ‘Acil Eylem Planı’ çok doğru tespitlere dayanıyor. Ancak bunları uygulama sürecinde ciddi sancılar ve bulantılar yaşanacağı da muamma değil. Sadece liyâkat, adalet ve dürüstlük ilkelerinin baz alınması bile yeri yerinden oynatmaya yetecektir.
Çünkü geçmişte ayrıcalıklı olmaya alıştırılmış, bu düzenin parsasını toplamayı hak gören şımarık bağımlılar var. Bir de ‘duruş’ diyerek eşitsizlikte eşitlik, adaletsizlikte adalet isteyenler. Bir de düzene her şeyiyle karşı duranlar, bunun için bedel ödeyenler ve hala ödemeye hazır olanlar.
Şeffaflık ilkesi gereği tıpkı Rizespor Başkanı Çakır’ın yaptığı gibi, hakem sipariş edenler ya da çirkin işlere soyunanlar anında deşifre edilmeli... Kamuoyu bu yüzleri tüm çıplaklığıyla bilmeli. Ama nasıl cezalandırıldıklarını da görmeli.
Bu ayrımcılığa ve kayrımcılığa dayalı eyyâm düzeni yıkılıp ve onun ürettiği saadet zinciri kırılmadıkça yapılan bütün güzel işler, makyaj hilesinden öteye geçemez. Emekler de, umutlar da hebâ olur.
Kulaklarını dışardan gelen sahte çığlıklara, sahte övgülere, çığırtkanlara, bezirgânlara, saldırılara kapatarak, eğilip bükülmeden sadece işlerini yapsınlar yeter.
Gerisi zaten kendiliğinden gelir.

YORUM YAZ