MENÜ

Formanın uğuru mu?

Abone Ol Google News
Haberin Devamı

Birinin puanı yok, diğerinin deplasman galibiyeti. İkisinde de moral yok ama Fenerbahçe’de kudret de, kuvvet de yok.
Birinin yıldızları ve millileri çok, diğerinde bunların hiçbiri yok. Birinin hedefi şampiyonluk, diğerinin hedefi ligde kalabilmek.
Fenerbahçe’de dirilme, silkinme, mücadele, paslaşma, yardımlaşma, birinci ya da ikinci top hamlesi, alan daraltma, adam daraltma, oyun zekası adına hiçbir teknik-taktik üstünlük yok. Bırak oyununu kabul ettirmeyi, bir de ağır baskı yiyorsun. Rakip 10-15 pas yaparken çaresizce izliyorsun. Adressiz ve dengesiz paslar savuruyorsun.
“Al kardeşim, bal kardeşim, ben yoruldum sen oyna; oynamazsan topu bana yolla!” tekerlemesini sahneye uyarlamış gibi Fenerbahçeli futbolcular. Ve nitekim Taner Gülleri, Galatasaray’a attığı golün karbon kopyasını, dün gece de ağlara gönderince kahır mektubu yazdırıyor ilk 45 dakikada Fenerbahçe.
İkinci yarı eveleyip gevelerken, 3 dakika silkeleniyorsun, Güiza ve Uğur ile kâbustan rüyaya geçiş yapıyorsun. Ne farkı açma derdindesin, ne de skoru koruma. Yeniden uyurgezerliğe dönüp, beraberlik golünün asistini de kendi ayağınla ikram ediyorsun. Sonrası yine şuursuz ve dengesiz bir yırtınma... Fenerbahçe günü kurtardı ama kulübedeki kırgın, kızgın, bezgin ve küskün haller hiç örtüşüyor mu bu kulübün tarihi ve karakteriyle?

YORUM YAZ