MENÜ

Delilik

Abone Ol Google News
Haberin Devamı

“Delilik, hep aynı şeyleri tekrarlayıp farklı sonuçlar beklemektir” demiş dahi fizikçi Albert Einstein. Kendi yanlışlarından, başına gelen musibetlerden ders almayan, kendisiyle yüzleşmekten kaçan eski Fenerbahçe’nin kronik ve başkaları için de komik hastalığıydı bu. Plan, program, sistem, istikrar gibi kavramlara en yabancı kulüptü.
İhtiyaca göre değil de, şaşaa için, medyayı doyurmak için yapılan aç gözlü transferlerle heba edilen kaynaklar, harcanan gelecek. Sürekli aynı yanlışları tekrarlayıp hâlâ mutlu son beklemek gibi şizofrenik bir hâl.
Her sezon sonunda abartılı makyaj dökülür, yine rakiplerine alay konusu olan bir kulüp ve yine kaos üstü kaos...
Bazıları anlamasa, bazıları inkâr etse de bilenler biliyor ki; Fenerbahçe çok değişti. Kulüp, hem kendisini ve hem de mevcut sistemi de karşısına alarak karakter değiştirdi. Gerektiğinde geçici körlükten başka bir işe yaramayan şampiyonluklardan da vazgeçmeyi göze alarak. Bir revizyondan değil, topyekün, ama sancılı bir devrimden söz ediyoruz.
Bugün bu kulübü büyüten de bu gözükara cesaret ve yıkılmaz kararlılıktır.
Medya kulübü olmaktan çıkıp, dünya kulübü olma hedefi koyuyorsun. Hem de ‘dünyanın en güçlü, en zengin ve en büyük kulübü’ olma iddiasıyla yola çıkıyorsun. Kendi iç denizinden, okyanuslara dümen kırıyorsun. Arada yalpalamalar, sendelemeler, bıkkınlıklar, yılgınlıklar tabii ki kaçınılmaz. Elbette hem bütünde, hem de detaylarda hâlâ aşılması gereken mesafeler, rötuş gerektiren yerler var. Sonuç ne olursa olsun, hiçbir şey rotanın doğru olduğu gerçeğini değiştiremez.
Biri bunları yaparken, birilerinin saatleri hâlâ ‘20:45’ cambazlıklarında, ittifak sofralarında takılı kalmış. Kendilerini batağa sürükleyen gerçeklerle yüzleşmek yerine, bayatlamış oyunların peşinde koşturuyorlar. Bu yüzden de kendilerini tekrarlayıp, oldukları yerde patinaj çekiyorlar. Rakip futbolculara kritik haftalarda transfer teklif etmek gibi bayatlamış oyunlara, şimdi teknik direktörler de dahil edildi; ‘Avcı’ da av oldu! Yozlaşmış akılla, yani kurnazlık eksenli gerginlik ve hamaset taktikleriyle kestirme yoldan sonuca ulaşmaya çalışıyorlar. Bunlar zavallı ve kör bir çaresizliğin itirafıdır.
Denizli maçından başlayarak artık bütün iş Arthur Zico ve talebelerinde bitiyor. Bu çirkin oyunu sahadaki güzel oyunla bozmak da onların boyun borcu. Fenerbahçeli futbolcuların söylemleri ile eylemleri örtüşebilse, kendilerinin değil başkalarının marjını tüketmiş, ‘perde’ bile demişlerdi çoktan.
Sezon bitiminde sıralama nasıl olursa olsun, kazanan şimdiden bellidir.

YORUM YAZ