MENÜ

Çıtayı yükseltmek

Abone Ol Google News
Haberin Devamı

Fenerbahçe, Avrupa arenasında ‘0’ çekerken de, farklı mağlup olurken de bir kaç köşe yazarıyla birlikte aynı şeyleri söylüyorduk. Eyyamcı ve kaba göre şekil alan mevcut koronun tam tersine söylemleri dile getiriyorduk.
Neydi bu pekii? Önemli olan vizyonu açık tutmak, sürekliliği yakalamak ve hezimetlerden bile bir şey biriktirmek. Sonrasında da sabırla ve inatla o eksikleri tamamlayıp, çarkı tam tersine döndürebilmek. Bu yolda tavizsiz ve kararlı bir duruş sergilemek. Bazen kendi tribünlerine, kendi taraftarlarına, kendi camiana rağmen hem de.
İşte gelinen nokta apaçık ortada. Fenerbahçe ve Aziz Yıldırım takıntısı hastalık derecesine varmış adamlar bile sonunda mızrağın çuvalı yırttığını kabul etmek zorunda kaldı.
Fenerbahçe, gittiği her Avrupa deplasmanında bir şeyler öğrendi. Hem futbol hem tesisleşme hem vizyon hem de kurumsal kimlik anlamında... Yani kendi gerçekleri ile çağdaş futbolun gerçekleri arasındaki uçurumu fark etti. Öğrendiklerini hayata geçirdi. Şimdi bir yandan öğrenmeye devam ederken, bir yandan da onlardan farklı ve daha üstün neler yapabiliriz arayışında.
Birleşmiş Milletler 2008 yılını, ‘Dünya Tuvalet Yılı’ olarak ilan etti. Gerekçesi çok çarpıcı; “Yeryüzünde yaşayan insanların yüzde 40’ı, sağlıklı ve hijyenik koşullarda tuvalet ihtiyacını gideremiyor.” 21. yüzyılda, bu oran ve bu rakamlar çok ürkütücü. Hem büyük bir dram hem büyük bir ayıp. Herhalde buna Türkiye’de statlara koşan insanlar da dahildir.
Kimse unutmasın ya da biz yine hatırlatalım. Şükrü Saracoğlu Stadı yenilenmeden önce, numaralı tribünde bile tuvalete gidebilmek, normalden 5 kat dayanıklı mide isterdi. Tribüne gelenler, insanlık ayıbı o manzara ile karşılaşmamak için sınırlarını zorlar, kıvranırlardı. İnsanlar bu yüzden maça çocuklarıyla ya da eşleriyle gelmez istemezdi. Şimdi gelinen noktada, Maraton ve Fenerium tribünde 5 yıldızlı otel standardı var. Fenerbahçe’nin vizyonu kale arkalarındaki tuvalet standartlarını da diğerlerinin seviyesine yükseltmeyi gerektiriyor. Dünyanın en mükemmel işletmesi bile, en fazla tuvaletleri kadar temiz olabilir. Gerçek vizyonu standardı vitrinler, imajlar değil, buralar belirler çünkü.
Aziz Yıldırım detaylara çok önem veren aşırı titiz bir başkan. Bunu da ıskalamayacaktır. Mesela Şükrü Saracoğlu Stadı’nın akustiğini mükemmelleştirmeyi kafasına takmış. Akustik uzmanları en ince ayrıntısına kadar hesaplayıp projeyi hazırlamış. Ve bunun için 1 milyon dolarlık bir harcama yapılacak. Sezon biter bitmez çalışma başlayacak.
Vizyonun çıtasını da işte bu gibi detaylara verilen önem belirliyor.

YORUM YAZ