MENÜ

Haklı kalmak!

Abone Ol Google News
Haberin Devamı

Halis Özkahya maçı çok kötü yönetti kabul. Sefa’ya yapılan hareket faul ona da kabul. Ancak, kulübe tarihinin en çok, bütçesi en yüksek transferlerini yaptıran “tecrübeli” Halilhodziç’in itiraz şiddetini ayarlayamamasının kabul edilecek bir tarafı yok. Fatih Terim yaptığında da yanlış demiştik, şimdi de aynısını diyoruz. Kenardaki lider coşkulu olsa da, yenilgiyi kabul etmez bir yapıda olsa da, soğukkanlılığını yitirmeyecek.

Onur, Türkiye’nin en iyi kalecilerinden biri, milli takım ona yakışıyor, o varken de endişe yok. Çünkü çelik gibi sinirleri var dediğim için hayata taraftar kimliğiyle yaşayanlardan yemediğim laf kalmadı. Ancak dediğim “çelik gibi sinirleri var” sözünü geri alıyorum. Kaptan, krizi yatıştırır, krizi büyütmez. Onur, Halis Özkahya’nın kendisine gösterdiği sarı karttan sonra, topu gökyüzüne dikerek, “at beni” diye meydan okudu. Halis Özkahya’nın yüreği yetmedi. İkisi de yanlıştı. HalisÖzkahya’nın düdük çalmaması ne kadar hissedilir bilmem ama Onur’un oynamadığı maçlarda Onur aranır! Üstelik, yaptığı hareketle takımını bir eksik bırakmakla kalmayacak, kaleye de oyuncu değişikliği hakkı kalmadığı için kaleciliği bilmeyen bir arkadaşı geçecekti! “Kural kitabına göre doğru”, futbolun ruhuna göre yanlış penaltı kararı Halis Özkahya’yı kurtarmaz. Onu ve her maçta maçın kaderine etki eden hakem atamalarını yapanlar her koşulda kurtuluyorlar, o başka!

Sefa, Constant’ın yerine oyuna giren Ferhat Yazgan, zaman zaman Yaris, Trabzonspor’un iyileriydi. Epureanu ile düğümü çözen Mossoro da Başakşehir’in...

Onur’u atılmaktan kurtarmak için takım arkadaşlarının değil, ta genç milli takımlardan hocası Abdullah Avcı’nın uğraşması da gözlerden kaçmamalı.

Dediğimiz gibi haklı olmak elbette önemli, haklı kalmak daha da önemli...

YORUM YAZ