MENÜ

Yine aynı ders

Abone Ol Google News
Haberin Devamı

Bu yıl, hayat ve futbol dersi Fenerbahçe için. Ama yönetim ne kadarını alıyor, taraftar azıcık dahi alabiliyor mu emin değilim. Bireylerle başarılı olunduğuna inananlar, Fenerbahçe’nin 2 yılı arasındaki derin farkı açıklayamıyor. Zira başarıyı anlatırken dayandıkları noktalar yanlış. Bu yüzden kötü sonuçlarda herkes bir futbolcuya sarıyor.
Tek yapabileceğim, 7x24 beyin yıkamalarına karşılık tekrar tekrar yanlışı dillendirmek. Aynı cümlelerle. Başka cümle kuramam, çünkü gerçek değişmiyor.
Bu sezon hep olduğu gibi Porto maçına da iyi başlayıp, 2-3 pozisyon kaçırıp, sonra zincirleme hatalarla gol yiyen, 2. yarı çabalayıp sonuç alamayınca düşen bir Fenerbahçe var. Görev dağılımının dengesizleştiği, bazılarının fazla sorumluluk alıp tükendiği, isyan etme gücünü yitiren Fenerbahçe. Hepsi bütünlüğünü kaybeden takımın yaşayacağı sorunlardır. Hatalar artar, izleyenler “Bu muydu geçen yılki adam” der. Hatalar arttıkça özgüven, cesaret ve dışarıya verdikleri güven azalır. “Şu olsa kazanırdık” gibi diz dövme cümleleri artar. Bu, ya takım olamamanın getirdiği haldir ya da olmaya çalışırken yaşanan sürecin parçasıdır. Doğru plan ve sabırla azalacaktır. Tıpkı Fenerbahçe’nin Daum ile başladığı süreç gibi.
Şu anki durumu sadece futbolcuya bağlamayı düşünüyorsa taraftar ve yönetim, bu yazı boşunadır. 5 yıldır futbolcuların birbirlerini yükselttiğini, dengeyi yakaladıklarını anlamamışlar demektir. Teknik direktörlerin katkısı hâlâ inkar ediliyor demektir. Teknik direktör değişiminin ve düzeni bozmanın sancıları içindeler. İsimlerden bahsetmiyorum dikkat ederseniz.
Yönetimin farkına vardığını umduğum bir nokta daha var. Daum ve Zico’nun buluştukları en hayati nokta, başka işleri de idare edebilmeleriydi. İkisi de hatalarını düzeltmekte ağır kalan, şımarık, disiplin sorunları olan, takım içinde oynama sorumluluğu gelişmemiş futbolcularla uğraşacak isimlerdi. Neyle karşılaşacaklarını bilerek geldiler.
Ama Aragones, Capello, Del Bosque böyle değil. Bekledikleri standart var ve çok altında kalan futbol ülkesinde işleri zor. Yönetim bu tip teknik adamları getirme kararı alıyorsa, Daum ve Zico’nun yaptığı ekstra işleri üstlenmek zorundaydı. Yönetim-takım arasındaki mesafeyi sağlamak, takımı kendi mahrem alanında tutabilmek gibi. Şimdi disiplin sorunları ile dağılmış, pes eden, çaresiz ve taraftarla karşı karşıya bırakılan futbolcular var ellerinde.
5 yıllık birikim kolay tükenmez. Herşeye rağmen sezonu ayakta tutabilirler. Gelecek yıl için akılcı birkaç hamle ile tekrar takım olma şansları var. Yönetim ciddi emek verdi, önceki 2 teknik adama Türkiye geleneklerine ters derecede sabır gösterdiler. Ama sorunların sebebine bakışlarını düzeltmeliler. Taraftar-medya klişelerinden uzaklaşarak.

YORUM YAZ