MENÜ

'Vasat'a karşı Beşiktaş

Abone Ol Google News

Vasat, hatta ‘vasat altı’ futbolun oynandığı güzide ülkemizde Beşiktaş, sadece günümüz futbolunun gereklerini yerine getirince ‘fark yaratmış’ gibi algılanıyor. Ne yapıyor esasen? Tüm takım olarak birbirine yakın oynamaya çalışıyor. Bu denli anlaşılır, bu denli basit. Bunda da müdafaa önünde oynayan Atiba-Veli ikilisi, kilit rol oynuyor. Müdafaa ile topu öne taşıyacak orta saha oyuncuları arasındaki mesafeyi her dem koruyan, bu nedenle reel olarak ‘arkayı altı’layıp ortayı ‘beş’lemek gibi o ‘fark yaratan’ algının oluşmasına yol açıyorlar. Oyunu müdafaaya geçildiği anda belirli mesafelere kilitleyerek topu kapan bu ‘doğru oyun’ düzeni, özellikle Şampiyonlar Ligi elemeleriyle UEFA grup maçlarında kazaya uğradığı maçlar da dahil tıkır tıkır işledi.

Haberin Devamı

Oğuzhan yokken bile...

İki kenar oyuncusu Olcay Şahan ve Gökhan Töre’nin etkili oyunlarını besleyen bu düzenin en önemli dişlisi Oğuzhan’ın yokluğunda bile işler rayından çıkmıyorsa bu tamamen Slaven Bilic’in başlarda ısrarla üzerinde durduğu ‘modern müdafaa’ oynamanın başarısıdır. Bu ‘fark yaratan’ algıda, Demba Ba gibi gösterişli bir oyuncunun etkisi küçümsenemez kuşkusuz. Beşiktaş’ın daha etkin bir takım havasına girmesinin önündeki en büyük engel ise çoğu insanın gördüğü gibi takımdaki oyuncu ortalamasının hayli altında kalan iki bek oyuncusunun varlığıdır. Motta ve Serdar’lı kadrolarla Beşiktaş, hem hücumda bu mevkiilerden yararlanamamakta hem de iki kenarı desteklemek için arkaya gelmek zorunda kalan orta saha oyuncularına mesafe kaybettirmektedir.

Haberin Devamı

Bu ülkenin makus talihi...

Yine de... Stadının olmayışı, taraftarının ‘göçebe’ hale getirilişi, zaman zaman ‘dilin tuzağına düşen yöneticileri’, passolig saçmalığıyla ‘iyiden iyiye ıssızlaşan memleket ortamı’na rağmen Bilic’in ‘doğru oyun’ kurgusu, yedek kulübesinden yeterli desteği görmese bile yolunda yürüyor. Beşiktaş’ın ve haliyle futbolcularının en büyük şanssızlığı ise oyun ve oyuncu geliştirmeye ‘yiğitçe göğüs geren’(!) memleketteki ‘muhafazakar oyun’ anlayışı içinde boğuşmalarıdır. Önceki gün oynanan Sivas-Rize maçını izleyenler ne demek istediğimi daha iyi anlayacaklardır. Oynamaya çalışan Sivas’la her şeyini oynatmamaya kurmuş Rize arasındaki maç bu ülkenin makus talihidir. Keza Fenerbahçe-Gençlerbirliği maçı da! Her alanda ve her daim vasatın kazandığı, el üstünde tutulduğu bir yerde ne oyun ne de hayat gelişir.

YORUM YAZ