MENÜ

Beşiktaş istila etti

Abone Ol Google News
Haberin Devamı

İki takım arasında gerek oyuncu gerek düzen gerekse de oynama kabiliyeti açısından fark olduğu tahmin edilebilirdi ama farkın bu denli büyük olacağı tahmin edilebilir miydi, emin değilim!..

İlk 10 dakikadaki ‘karşılıklı yoklama’lar geçmişti ki Beşiktaş oyuna resmen el koydu. Arkaya ürkütücü toplar kaçırılmasını engelleyen Atiba/Veli seti kaptıkları topları Oğuzhan’a her geçirdiklerinde “Gol geliyor” dedirten süreç de başlamış oluyordu. İlk yarının sonlarına doğru Beşiktaş vitesi öylesine yükseltti ki son düdükle olacaklar ayan beyandı. Slaven Bilic’in Beşiktaş’ı Avrupalılarla her oynadığı maçtan sonra gözle görülür biçimde gelişiyor. Bunda da en büyük etki, Demba Ba’yı dışarıda tutun, iki bek oyuncusu hariç tüm oyuncuların denk kalibrede olması. İki bek ise müdafaa konusunda sırıtmıyorlarsa da takımı hücumda zenginleştirme konusunda diğer oyuncuların hayli gerisinde kalıyorlar.

Bilinçli oyunun payı büyük


Olcay/Töre ikilisinin kenarlardan kurduğu baskı, onları arkadan destekleyen Oğuzhan’ın yaratıcılığı, Atiba/Veli’nin istikrarlı oyunuyla doğru orantılı kuşkusuz ki... Arkadaki Pedro/Sivok ikilisine bu maçta o denli iş düşmediyse bunda önde oynanan dengeli, kontrollü ve bilinçli oyunun payı çok büyüktü.

Beşiktaş bir bütün olarak oynama konusunda epey mesafe kaydetti. Son maçlarındaki bol gollü bitirişler de işin gelişme seviyesini gösteriyor kanımca.

Dün akşam Partizan karşısında bilinç, düzen ve arzunun zirvesine ulaştı Beşiktaş. Böylesi umut ve gelecek vaat eden bir oyunun tribünlerle buluşup daha da coşkulanmaması büyük hayal kırıklığı ve elbette idari beceriksizlik.

Son olarak, şu tribünde ‘meşale yakma’ saçmalığına da bir son mu verilse artık, ne dersiniz arkadaşlar!

YORUM YAZ