MENÜ

Gecenin rengi

Abone Ol Google News
Haberin Devamı

Ligin son maçında, senenin son derbisinde, elinde silahı daha çok olan ve daha çok isteyen Sarı Kırmızılılar futbol adına doğruları yaparak sahadan galibiyetle ayrıldı. İki takım arasındaki önemli fark, Galatasaray’ın hücuma çıktığı kadar çabuk geri dönebilmesindeydi. Bundan önceki maçlarda hızlı hücumcularla gol yoluna çabuk giden Beşiktaş’ın çıkışta kaptırdığı toplarda bundan önce de sorunu vardı, dün gece de devam etti. Oysa Galatasaray öne doğru çıkarken, ilerideki oyunculara yakın oynayan Ayhan, Mehmet Topal ve Barış hem dönen topları topladılar hem de aldıklarını doğru pas olarak kullandılar. Siyah Beyazlılar’da ise top kayıpları, birbirlerine uzak oynadıkları için oyun boyunca kocaman bir sorun olarak durdu. Cisse yine beklenenden uzaktı, Nobre kalabalık içinde kaybolup etkisizleşti, Holosko attığı gole rağmen oyun içinde kopuk kopuk vardı. Delgado ise formasına Lincoln ağırlığında hizmet edemedi. Seric’in oynayıp oynamadığını anlamadığımız için ona bir şey diyemiyorum. Durum böyle olunca iki takım arasındaki yabancı transferlerinin kalitesi de ortaya çıkıyor herhalde. Siyah-Beyazlılar maçı döndürecekleri anlarda kırılma noktalarında penaltılarla oyundan koptular. Bir de Delgado’nun atılması onları iyice oyundan düşürdü. Kaptan’ın ikinci sarıdan gelen kırmızı kartı tamamen iletişim hatası ve hakem işgüzarlığı. Arjantinli, bir pozisyon önceyi anlatırken kendini dışarıda buluverdi. Ama o da kartını unutup sorumsuzca davranmamalıydı. Skibbe’nin Beşiktaş’a göre çıkardığı takım, her şeyiyle gecenin rengini Sarı-Kırmızı yapma ve 3 puana damga vurmayı hak edecek işler yaptı.

YORUM YAZ