MENÜ

Yarabbi şükür!

Abone Ol Google News
Haberin Devamı

Muhtemelen Fabian Ernst iki hafta sonra tamamen sıradan bir oyuncu statüsüne bürünecek ve 8.5 milyonluk rumuzuyla anılması daha da yaygınlaşacak.
Dünyada benzeri kalmamış bir futbol mantığı, bizde ısrarla geçerli kılınmaya zorlanıyor. Bu demodeliğin merkezi İstanbul... Temsilcileri üç büyükler. Alet olanlar da kimisi hevesli, kimisi zoraki teknik direktörler. Bu takımlarımız içi geçmiş yıldızlarla doldurulup, tribüne şirin gözükmek adına da 10 numaralar üzerine kuruluyor. Arkalarına sözüm ona bir orta saha kurgusu, ama göstermelik... Aslında köle muamelesine tabi tutulan bir eskort grubu desek, daha yerinde olur. Çünkü onların asli görevi top rakipteyken aniden boşalan arazinin bekçiliğini yapmak.
Galatasaray ve Fenerbahçe bu yamuk uygulamada biraz daha az sırıtıyor. Fark eleman kalitesinde. Bir de, ne de olsa teknik direktörler yabancı... Bu oyun mantığının geri tepeceği noktaları daha fazla gözetiyorlar.
Beşiktaş’ta ise durum daha vahim. Birincisi eleman kalitesi o denli güçlü değil, daha da önemlisi teknik direktörü bu düzenin heveslisi.
Devre arası transferlerinden sonra belki de eşine ender rastlanabilecek bir buluşmayı gerçekleştirdi Denizli, Beşiktaş’ta... Adaleleri artık beyninin isteklerinin ancak yarısına cevap verebilen bize özgü bir futbol fenomeni Yusuf’u kurtarıcı olarak seçti. Arkasından da 8.5 milyon Euro’ya Bundesliga’dan ona bir koruma tahsis etti. İşin çarpık tarafı şu; Ernst’in birlikte oynadığı Yusuf, Alman futbolcunun eski takımında yardımcı antrenörlük yapacak kondisyonda bile değil... O yüzden bu planlamanın üstünde, daha büyük alaturkalık olacağını sanmıyoruz. 2-3 hafta sonra Delgado sahalara döner, Cisse de inadına küçük bir kıpırdama yaparsa, esas ortamı o zaman seyredeceğiz.
Ama farketmez... Yine eğrisinin, doğrusuna denk düşeceği zamanlar yaşayabilir, bir öncesini de kolay unuturuz. Çünkü biz, daha çok yiyenlerin yaşadığı bir futbol ülkesindeyiz...
Burada gol atılmaz, yenir.
Faul yoktur, hakeme yedirilir.
10 numaralar tıka basa doyurulur.
Transferde kaymak önce menacerlere tattırılır.
Hakemlere hemen hemen her maç öncesi, bir veya iki kaşık eyyam yutturulur.
Bu oyunun sevdalısı milyonlara da, dişinin kovuğundan artanla yetindiği için ‘Yarabbi şükür’ dedirttirilir.

YORUM YAZ