MENÜ

Suç duyurusu

Abone Ol Google News
Haberin Devamı

Şimdi ben de sıradan bir vatandaş olarak suç duyurusunda bulunmak istiyorum. Muhattabım Lemi Keskin, Bursaspor’un eski yöneticisi. Gerekçe; nifak sokmak. Bursa-Rize-Beşiktaş üçgeninde geçmişte yaşananları bugün de yaşanacakmış vesvelesine kapılıp işi ‘şike suçu’ adı altında Cumhuriyet Başsavcılığı’na dilekçe verecek kadar ileriye götüren birinden, masum bir futbol sever olarak davacıyım.
Rize-Başiktaş maçı bittiğinde ne düşündüğünü çok merek etmiyorum... Ama onun merak ettiği bir şeyi, kendi kanaatime göre net açıklayayım. Bursaspor, sözde Beşiktaş yüzünden küme düştüğü sezondan bir yıl önce, zaten net olarak küme düşmeliydi. O yüzden bu kadar potansiyele rağmen bu denli iktidarsız kalan ciddi bir futbol şehrinin suçunu, bir kan davasına dönüştürerek dışarıda aramasını Bursa şehri adına kabul etmiyorum.
Maç yazısına başlayamadığımdan dolayı üzgünüm. Ama maalesef ülke ve ülkenin insan koşulları bu konuda yazıp çizenleri de çoğu kez bu durumlara düşürebiliyor. Maça gelince, Rizespor’un B takım kadrosunu, mücadele gücünü alkışlamak her futbolseverin görevi olmalı. Beşiktaş penceresinden bakarsak, Delgado oyuna girene kadar Siyah-Beyazlı cepheden futbol adına herhangi olumlu bir şeyin konuşulmasını gereksiz bulmaktayım. ‘Delgado girmeden önceki tek Beşiktaş kazancı ne?’ diye soracak olursanız. İlk yarının bitimine yakın İbrahim Kaş’ın özel insiyatifi ile hamle yaptığı alanda kazandığı goldür. Delgado girdikten sonra genel futbolsever adına ortaya güzel şeyler döküldü. Ve Beşiktaş galibiyetinde de bu oyuncunun faktörü büyüktü. Ertuğrul Sağlam’a gelince... Bir teknik direktörün inandığı oyuncu tipi Serdar Özkan ise, o teknik direktörün ömrünün de ne kadar olacağı az-çok bellidir.

YORUM YAZ