MENÜ

Ayıp olacaktı!

Abone Ol Google News
Haberin Devamı

Bir hafta önce Konya’da ilk 11’e konması ne denli tutarsızsa, Trabzonspor’a karşı başlamaması da aynı ölçüde yanlıştı Bobo’nun. Konya’da ikinci yarı, Trabzonspor’a karşı da ilk 11’e tercihlendirilmiş olsaydı, Beşiktaş’ın puan cetvelindeki yeri de biraz daha farklı olabilirdi.

İlginç bir maç seyrettik futbol adına. Bir tarafta 90 dakika rakibini neredeyse kendi alanına hiç sokmayan bir takım, ama buna rağmen karamboller dışında pozisyon bulamıyor. Diğer yanda haddinden fazla geriye yaslandığı halde, gol dışında savunması çözülmüyor. Bu durumda Trabzonspor defansının insanüstü bir mücadele sergilediği sanılabilir. Oysa hiç de öyle değil. Beşiktaş’a tempo yaptıran faktör savunma tandanslıydı. Trabzonspor’un her çıkışında zamanlaması çok yerinde müdahaleler geldi. Cisse, Ernst, İbrahim Toraman, İbrahim Üzülmez, hatta Sivok bu ilk müdahale işini son derece iyi becerdi. Bununla da yetinmeyip, öne çıkıp üçüncü bölgeye kadar servis de yapabildi. İşte sorun da, tam burada başladı. Hızlı hamle sahibi Beşiktaş, Yusuf ve Serdar Özkan’la yaratıcılıktan çabukluğu başaramadılar. Serdar Özkan çizgiye inecek, Yusuf da ince çalımlarıyla defansın içine sızmalar yapacaktı. Özkan görevini çok sık ofsayta düşmekten dolayı aksattı. Yusuf da teşebbüs kimliğini elinin tersiyle itti. Birçok kesimce Tello’nun performansının başarılı bulunması da ilginç. 20 ortanın gol dahil ancak 5’i isabetli. Çünkü Nobre tekti ve Tello yerli, yersiz çok başıboş orta yaptı. Bu ortaların büyük çoğunluğunu da Trabzon savunması topladı. Üstelik Trabzon’un attığı golde çok kritik yerde, topu kaptıran ve böylelikle asıl fahiş hatayı yapan da Tello’ydu.

Bobo, Trabzon savunma dizilişinin aralarındaki mesafe darlığını sağa sola çekerek açabilir, böylelikle Tello’nun yapacağı ortalarda Nobre daha demarke ve hedefte yakalanabilirdi.
Denizli bunu düşünemedi. Ayrıca kapalı savunmaları, bireysel girişimlerle ustalara açtırma düşüncesinin de geri teptiğini bu maç gösterdi. İşte Yusuf, işte onun için düşünülen anlamda işlem yapması gereken yegane bir oyun... Ama ortada Yusuf’a maledilecek tek eylem yok... Buna karşılık İbrahim Üzülmez’in ilk yarıda bütün savunmayı tek başına ekarte edip, kalecinin burnunun dibine kadar geldiği ve son anda takıldığı bir pozisyon var. İyi ki takıldı, golü yapamadı veya yaptıramadı. Mükemmel oyununa bir de bunu ekleseydi, ofanstan sorumlu arkadaşlarına dönüp, “Siz ne yaparsınız” deme hakkı doğacaktı ki, bu da çok ayıp kaçacaktı!

YORUM YAZ