MENÜ

4-3-3 seneye

Abone Ol Google News
Haberin Devamı

Ertuğrul Sağlam’ın reformcu bir teknik direktör olarak öne çıkma heyecanını anlayabiliyoruz. Ancak futbolda kurulum, öyle çok aceleye getirilecek bir iş değil. Hele ki Beşiktaş ‘Ben şampiyonluk yolunda ciddi bir adayım’ diyorsa, bunu iddialı yenilikler içeren, hatta zaman zaman fantezilere yer açan bir anlayışa teslim edemez.
Bizim ülkenin gerçekleri biraz farklı. Sağlam’a idealleri için önce bir unvan gerekiyor. Beşiktaş şampiyon olursa, Sağlam bu unvanı kazanacak. Yoksa kimse onu, 4-3-3 oynattı ama kaybetti diye alkışlamayacak.
Kasımpaşa maçında İbrahim Üzülmez’in stoperlerden biri olarak seçildiği üçlü savunma nasıl ki hiçbir futbol gerçeğine ait bir düzen değilse, Tello ve Delgado’nun oynamayacağı bir maçta üçlü forvetin servis alabileceği düşüncesi de ayağı yerebasmaz bir öngörü idi. Müşterinin bol olduğu restaurantta garson eksikliği gibisinden... Kaldı ki Delgado’nun forma giydiği oyunlarda Holosko-Bobo-Nobre forvetinin de hangi maç olursa olsun, Beşiktaş’ın bu yapısında risk taşıdığı gerçeği de var.
Bir diğer açıdan bakacak olursak da, Sağlam’ın Bobo’yu aşırı şımarttığının artık farkına varması gerektiğini söyleyebiliriz. Formsuz oyuncuların kamp söyleşilerinde terapi edilmesi çok da sonuç vermeyen bir metoddur. Her şartta kredisinin bol olduğuna kendisine inandırmış oyuncuların aklını başına kulübe getirir. Bir teknik direktör çalışanlarına karşı sistemden önce verimden ve görevden sorumlu adalet bakanı olmakla rüştünü ve otoritesini ispatlar. O yüzden ligdeki en kritik Kayseri sınavının öncesine denk gelen Rize maçındaki veriler, Ertuğrul Sağlam’a bu lig maratonunun sonuna kadar yaşayabileceği olumsuzlukların ipuçlarını da mesajlamıştır. Ders alınacak başka bir fırsat belki de artık olmayacak. O yüzden Ertuğrul Sağlam’a idealleri ve 4-3-3’ü başka bahara ertelemesi naçizane uyarılarımızdandır.

YORUM YAZ