MENÜ

Aslanlar gibi!

Abone Ol Google News
Haberin Devamı

Büyük beklentiler, büyük hayal kırıklıklarını da beraberinde taşır. Tarihi fark uman bazı Fenerliler’de golsüzlük sonrasında yaşanan travmanın nedeni budur. Aynı şekilde bazı Galatasaraylılar da, benzer nedenden ötürü yaşadıkları gerilim sonucu iki duygu arasında sıkışıp kalmış durumda. Sevinsinler mi, üzülsünler mi bilemiyorlar!
Oysa uzun zaman sonra iki tarafın, iki duyguyu aynı anda yoğun biçimde yaşadığı bir derbi oldu. İkisi de kazanabilirdi. Salt bu dozu yüksek heyecan gel-gitlerinden ötürü bile özlenen derbi tadı vardı. Ama bazıları için tat, sadece acı ve ekşiden ibaret! Derbi olaysız denebilecek bir ortamda yaşanıp bitti ya, iki taraftan biri yerin dibine girmedi ya, hakemin fahiş bir hatası olmadı ya, didikleye didikleye ancak Hakan çıkar mıymıştan, Fenerbahçeli futbolcular sahada ruhsuzca dolaşmıştan, Servet’in ‘sözde’ gaddarlığından öteye mutsuzluk çıkaramadılar. Özene bezene hazırladıkları darağaçları boş kaldı, yazık onlara da!
Galatasaray’ın iyi yolda yürüdüğüne olan inancımı hep taze tuttum. “Her geçen gün üstüne bir şeyler koyarak geliyorlar. Yeni olmaktan ötürü bazı sıkıntılar var ve bu durum, sezon boyunca da devam edecektir. Sürekli birlikte oynayıp, ısrarlı çalışmalar sonucu kazanılacak bir ezberleme dönemindeler çünkü. Futbola ait bu parçalar, takım olunduğu anda kendiliğinden birleşecektir. İşte o zaman bireysel yıldızlarıyla kazanan ve göz boyayanlarla, takım oyunu arasındaki fark daha net ortaya çıkacaktır” dedik, derbide bu belgelendi! Lincoln, Ayhan, Song, Nonda, Barusso eklendiğinde, takımın renkleri de, düşünsel zenginliği de artacak. “Dayanın az kaldı” derken işkembeden sallamadık yani. Bir bildiğimiz vardı elbet, tıpkı “Derbide Lugano’nun üstüne oynanırsa, Fenerbahçe sahada eksilir” dediğimiz gibi!

YORUM YAZ