MENÜ

Manu şoku

Abone Ol Google News
Haberin Devamı

Teoride 3-6-1, pratikte 3-3-3-1 dizilişiyle başladı Gençlerbirliği. Geometrik açıdan diziliş hangisi olursa olsun merkez orta sahasında sadece iki isim vardı: Birisi yüzde 100 defansif Issah diğeri yüzde 100 ofansif Sessegnon. Galatasaray seri paslarla ortadan tempo yapacağına ilk yarıda kendi sağ kanadına sıkışıp kaldı, merkezden hücum inisiyatifini alması gereken Belhanda hayalet Casper gibiydi. İlk yarının en etkilisi, top her ayağına geldiğinde uçurtma gibi giden kontra dripling ustası Manu’ydu. 2. yarıda Fatih Terim, Belhanda’ya 15 dakika daha tahammül edebildi. Kadroda başka ofansif orta saha olmadığı için Eren’le 4-4-2’ye döndü. Ancak 2. yarıda kenarlar da işlemediği için bu değişiklik de işe yaramadı. 4-2-3-1’de de 4-4-2’de de Gomis çok az topla buluşabildi çünkü Galatasaray hızlı 4-4-2 oynamak ile telaşlı oynamayı fena halde karıştırdı. Çok telaşlı bir doldur boşalt sonucu herkes yerini ve temposunu kaybedip Manu’yu yakalayamayınca şok bir yenilgi aldı.

Gecenin sorusu

Belhanda bu kadar kötüyken aklıma geldi: Valbuena, Galatasaray’da olsaydı Fatih Terim’in vazgeçilmez 10 numarası olmaz mıydı?

Maçın starı

İlk yarıda mükemmel oynayan Manu 2. yarıda bir ara kayboldu ama son dakikada tekrar sahneye çıkıp yaptığı dripling resitaliyle maçın yıldızı oldu.

Maçın olayı

Belhanda bu kadar kötüyken bile kadroda başka ofansif merkez orta saha olmadığı için Galatasaray’ın 60 dakika ona mecbur kalması.

Kısa mesaj

Galatasaray, kolay gözüken maçı önce zora soktu sonra rakibe hediye etti.

YORUM YAZ