MENÜ

Sizi bilmem, ben inancımı yitirdim

Abone Ol Google News
Haberin Devamı

Sayısını hatırlamıyorum, hatırlamak da istemiyorum.. Lider Galatasaray kaç kez tökezledi. Yakalama ve yaklaşma fırsatı varken Fenerbahçe hiçbirinden yararlanmadı. Bunun son örneğini Beşiktaş karşısında gördük. İşler iyi giderken ve de favori gösterilirken Fener, İnönü’de resmen çöktü. Bu yıkılışın hesabını kimse veremez. Kabul edilmeyen bir şey daha var. O da şu; Fenerbahçe’nin, bu amansız çekişmede Galatasaray’la arasındaki puan farkı 7 değil bir veya iki olmalıydı. Geçen yıl şampiyonluk kupasını finalde Kadıköy’de Galatasaray’a kaptıran Fenerliler’in en büyük korkusu Galatasaray’ın 4-5 puan farkla Şükrü Saraçoğlu’na gelmesi.

Sorumluluk sana ait ama


Aykut hoca geçtiğimiz hafta eleştiri yapanları yerdi. Sorumluluğun tamamen kendisine ait olduğunu söyledi. Her kadronun sorgulanmamasını belirtti. ”Bırakın da bunu teknik direktör yapsın” dedi. Bazı eleştirilerin alanını işgal ettiğini, kadro tercihinin didik didik edildiğini de ekledi. YANİ; Eleştirilerden rahatsız. İyi güzel de milyonlar su gibi harcandı. Yobo nerede diye sorulmayacak mı. Stoch’a ne olduğunu bilmek hakkımız değil mi. Hasan Ali, Serdar ve Krasiç‘in yokluğunun nedenlerini araştırmak suç mu. Salih ve Sezer nerede? Şu saydığım isimler bir-iki genç futbolcu ile takviye edilse inanın süper bir ekip ortaya çıkar.

Niye Meireles?


Aykut hocanın, Beşiktaş karşısında Meireles’e tam 73 dakika nasıl tahammül ettiğine doğrusu çok şaşırdım. Sahada ne yaptığı belli bile değildi. Kaptan Emre, kim ne derse desin bu takımın sigortasıdır. Oyunun bitmesine iki dakika var. M.Topuz içeri, Emre dışarı. Benim görüşüm, bu büyük bir hata idi. Oyuncu değiştirmek kadar oyunu okumak da önemlidir. Fernandes resmen sahada resital yaptı. O’nu durduracak önlemi almak herhalde Aykut hoca ve yardımcısının görevi idi. Allah aşkına söyleyin haksız mıyım?

Konuyu biraz değiştirelim. Cristian’ı çıkarıyorsun.. Saniyeler kıymetli.. Koşarak gelmesi lazım.. Adam, başı önünde kenara ağır ağır yürüyor. ”Beni niye aldı” gibisinden suratı asık. Gökhan ile Egemen birbirlerine giriyor. Kavga edeceklerine Olcay’ın 92 metre depar atarak ve yanlarından “vınnn” diye geçerek o golü nasıl attığını tartışsalardı ya. Takımı ayağa kaldıran Volkan’da bir durgunluk var. Bunların hepsi sıkıntı veren olaylar. Lafla geçiştirilecek cinsten değil. Ve de hemen tedbirinin alınması şart.

Bu nasıl iş


Yenilgiye kılıf arayanlardan değilim. Webo, tartışılmayacak bir gol atıyor. Yan hakem Mustafa Emre Eyisoy “ofsayt”diyor. Orta hakem Mete Kalkavan da ona uyuyor ve golü iptal ediyor. Böylesine kritik ve şampiyonluğa tesir edecek puan savaşında yardımcısı golü iptal etmişse sahanın patronunun en ufak bir tereddüt geçirmeden hemen “tamam“ demesi ve ona uyması çok şaşırtıcı. Ama karar verildi bir kere. Ne yazsan, ne söylesen boş. Daha önce de yazmıştım. Bu tip olaylardan sonra bizde alışılmış bir deyim vardır: ”Kardeşim, hakem de insan hata yapar.” O hatanın acı faturasını da mağduru öder. Böyle gelmiş böyle gider. Son sözüm şu, bu yenilginin acısını Plezen zaferi dindirir. Hadi bakalım kolay gelsin.

YORUM YAZ