MENÜ

Salih'le tur daha keyifli

Abone Ol Google News
Haberin Devamı

Webo, takıma devre arasında katılmasına rağmen Fenerbahçe düzeninin en önemli parçalarından birisi oldu. Kendi attıkları bir yana, Sow’un da daha gelişmiş halini transfer etti takıma! Zaten amaç o değil miydi? Belhanda’yı alıp Sow’u takımın en önemli silahı haline getirmek istedi Aykut hoca ama olmadı, transfer yattı. B planı devreye girdi; Emre ile Webo geldi. Kesinlikle Fenerbahçe’nin çehresini değiştirdi bu ikili.

Dün gece Webo’nun yokluğunda Aykut hocanın sahaya sürdüğü 11 sezonun ilk yarısındaki eski model Fenerbahçe’ydi. Sow’u en öne atıp, arkasına Cristian’ı koydu Caner’i solda Kuyt’ı sağda kullandı. Webo varken forvet hattında yapılan oyun içi rotasyonlar maalesef Caner’li dizilişte gerçekleşmedi. Bu da sahasında oynamasına rağmen Fenerbahçe’nin Plzen’e hükmetmesine en büyük engeldi.
Topal’ın sakatlığı sonrası yerine Salih’in girmesi maçın senaryosunu değiştirdi. Selçuk stoperlerin arasında kaldı, Salih ise enerjisiyle ihtiyar Hovarth’ı çıkarmayıp, Cristian ile bağlantıyı sağladı. Fenerbahçe Webo olmamasına rağmen varmış gibi 4-3-3 görünümüne döndü.

Salih’in attığı gol gecenin en pozitif olayıydı, en az tur kadar önemliydi. Salih mecburiyetten oyuna girmek zorunda kaldı. Keşke maça 11’de başlasaydı, hocası ona güvenebilseydi. Bu çok derin konu.
Fenerbahçe’nin orta sahası, Emre yokken resmen yetenek fukarası. Selçuk çok limitli, Cristian kısıtlı, Topal kabuğunu kırmaya korkuyor. Geriye bir tek Salih kalıyor. Fiziği, yeteneği gerçek bir orta saha olduğunu gösteriyor. Bundan sonrası Aykut hocanın işi, Salih’i ne kadar oynatırsa karşılığını o kadar alır, daha doğrusu hep birlikte alırız Türk futbolu adına. Bakınız Plzen’deki Darida’ya. Eşsiz yetenek mi? Hayır. Ama oynadıkça büyümüş bir oyuncu. Plzen A Takımı’na çıktığında oynayamayacağını anlayınca, 2. Lig’den Sokolov’a giderek kendini geliştirdi. Şimdi hem Plzen’in hem Çek Milli Takımı’nın beyni. Salih de böyle olabilir, olmalı. Yeter ki, Topal-Selçuk-Cristian-Meireles-Emre ile rekabette hocası ona pozitif ayrımcılık yapsın. Yapsın ki, yazın Türkiye’de düzenlenecek U 20 Dünya Şampiyonası’nda Ay Yıldızlı formayla resital sunsun, gelecek sezon Fenerbahçe’nin de parlayan yıldızı olsun. Yapsın ki, sadece Emre’nin yerini doldurmak için kulübü 30 milyon Euro harcamak zorunda kalmasın. Her neyse, Fenerbahçe çok üst düzey oynamadığı bir seriyi zaferle bitirdi. Darısı bundan sonraki turlara. Rakipler çok daha zorlu olacak ama Fenerbahçe’nin de son sekiz takım içindeki en güçlü takımlardan biri olduğunu unutmamak gerek.

Stoper sorunsalımız!

Fenerbahçe’nin yediği golde Bekir’in yaptıkları daha doğrusu yapamadıkları Türk futbolundaki stoper sorunsalını bir kez daha gün yüzüne çıkardı. Taç çizgisinde, telaş yüzünden kaptırdığı topu bir kaç saniye sonra kaleci Volkan Fenerbahçe ağlarından çıkardı. Az kalsın tur elden uçup gidiyordu. Bekir, A Milli Takımımız’ın da stoperi aynı zamanda. Abdullah Avcı son sohbetimizde Bekir’den hep sitayişle bahsetti. Peki sorun sadece Bekir’de mi? Hayır. Dört büyüklerin stoperlerine bakmanız yeterli hastalığı görmek için. FB: Yobo-Bekir, GS: Semih-Dany, BJK: Sivok-Ersan, TS: Giray-Bamba. Peki Milli Takım: Ömer Toprak ile yanındaki değişkenler. Yani yine bir yabancı! Güvenmiyoruz kendi yetiştirdiğimiz stopere. Mutlaka hata yapar diyoruz. Yapıyorlar da. O yüzden esas oğlanlar hep yabancı, bizimkiler figüran. Tehlikenin farkına varmak gerek artık. Bırakalım fiyakalı yıldız transferlerini, Türk futbolunda görünen en büyük sorun stoperler.

Böyle rekabete can feda

Galatasaray, Schalke’yi eledi. Şampiyonlar Ligi’nde çeyrek finale yükseldi, nisan ayında Avrupa kapılarında olacak. Fenerbahçe Plzen’i eledi, Avrupa Ligi’nde çeyrek finalde, o da nisanda sınır ötesinde boy gösterecek. Bu gururu Türk futbol tarihinde ilk kez yaşıyoruz. Daha düne kadar kısır çekişmelerle rekabet eden iki ezeli rakibin şimdi Avrupa’nın son sekizine kalması müthiş bir başarı öyküsü. Umarım bu rekabet hep artarak devam eder.

YORUM YAZ