MENÜ

İstanbul'da protokol oyunu

Abone Ol Google News
Haberin Devamı

90 dakika boyunca kontrollü bir oyun tavrıyla maça sürekli asılan Sarı-Lacivertli 11, hem savunmayı titizlikle koruyor, hem de orta alandaki yerleşimi, rakip kaleye yaptığı ani pozisyon baskınlarıyla Çekler’in gol kapılarını aramaya çalışıyordu. Plzen’in pek de korkulacak bir takım olmadığı, daha oyunun başlarında dikkatleri çekti. Fenerbahçe’nin özellikle kanat bindirmelerinde açıklar veren Plzen defansı, sadece savunmasını kalabalık tutarak, önlemeye çalışıyordu Sarı-Lacivertli hücumcuları. Gerçi Fenerbahçe defansının savunmasız yakalandığı bir pozisyonda gole de kavuşuyordu Çekler. Ancak üst direkten dönen top, Fenerbahçeliler’in de yüreklerini ağızlarına getirmiyor değildi hani... Tabi Kuyt’ın sağ kanattan gelen sert topa ayak koyuşundaki hoyratça dikkatsizlik de, Fenerbahçe’yi beklediği ve de hak ettiği golden etmekteydi ilk yarıda.

Maçın ikinci perdesinde de ilk 45’teki ahenkli oyun ve hücum temposunu itinayle korumaktaydı Fenerbahçe. Baroni-Webo-Kuyt-Sow, Gökhan ve de Selçuk, orta alandaki başarılı isimlerdi. Çabuk paslarla Çek defansını her yönden zorluyorlar, golü bularak İstanbul’daki maçtan turlayarak çıkmak garantisini yakalamaya çalışıyorlardı. Aslında tüm takımın da isteği bu değil miydi? Birçok heyecan dolu Fenerbahçe atağındaki en zorlu isim, Çekler’in kalecisiydi. Çok yerindeki ve doğru zamanlama uzanışlarıyla Plzen’in golden değil de, gollerden kurtarıyordu Çek Kozacik. Sonuçta Fenerbahçe, alnının akıyla hak ettiği gole Webo’yla kavuşuyordu. Öyle ya böylesine baskılı ve disiplinli bir şekilde maç kazanan bu takımı sizce de alkışlamak gerekmez mi?

YORUM YAZ