Kavgayı severim...

Haberin Devamı ›
Riyakarlığın lüzumu yok. Kavgayı da severim, edeni de. Çünkü kavga eden adam içten pazarlıklı, ne kokan ne de bulaşan mısmılın biri olmaz. ‘Seversiniz, sevmezsiniz ama ben buyum’ der ve bazen döver, bazen de sopayı yer. Sonra yine vazgeçmez ve zıvanadan çıktığı anda dalar! Bu işe sanki ilk kez olmuş gibi bakan ve kasideler yazanlar, Google’a baksınlar ve hangi kulüpte neler olduğunu görsünler, özellikle de Avrupa’da!
ABD’de 192 kişi üzerinde 17 yıldır yapılan araştırmaların sonucuna göre, öfkelerini bastırıp içine atanların ölme oranı, öfkelerini dışa vuran ve patırtı çıkaranlara göre 2 kat fazlaymış. Öfkeyi bastırma gayreti kalp hastalığı, yüksek tansiyon, çıban, sırpençe gibi birçok rahatsızlık nedeni! Melo ve Riera’ya hakettikleri disiplin cezası elbette verilmeli ama idam sehpası kuranların gazına da gelinmemeli. Zaten Emre de giti!
Ege şenlendi hafta sonu. Önce İzmir, sonra Manisa Sarı-Kırmızı’yla bezendi. Başarı ne kadar güzel bir olgu. Melo&Riera’da nazar boncuğu! Terim fecuz ikiliye bir abdest verir, sonra Süper Final’e doğru el ele yola çıkılır. Rakiplere her ne kadar tur bindirilmiş olsa da, final finaldir. Sakata da, ‘böyle kavga olur mu?’ diye gaza getirmeye uğraşanların uyarıcı iyiliklerine(!) de, gelmemek lazım!
Galatasaray iyi oynamadı ama kazandı. Olsun, böylesi daha acıklı ve dramatik oluyor sevenler(!) için. Selçuk 2-0 öne geçirdi Galatasaray’ı. Ardından da Fatih Terim, umumi arzu üzerine Muslera’nın tarih yazmasını sağladı. Penaltı ve Muslera ile 3-0 şimdi. Bir de Baros, oldu 4-0.
Ligi terk etmiş, sporcularının çoğu sakat ve cezalı, deneyimli Yiğit’i de faul makinasına dönüşmüş Manisa olabildiğince mücadele etti ama güçleri yetmedi. 34 haftalık serüven Galatasaray adına mükemmel bitti. Durmak yok, yine yola devam şimdi.
Tüm liglerde çok kritik bir haftayı özenli görev dağıtımıyla, başarıyla atlatan MHK’yı da, hakemleri de kutlamak lazım.