MENÜ

Tanrıkulu'nun jübile üzüntüsü

Dünya şampiyonu, Olimpiyat ikincisi oldu, tekvandoda bayrağımızı defalarca göndere çektirdi. Ama biz ona bir jübileyi bile fazla gördük...

Tanrıkulu'nun jübile üzüntüsü

Uluslararası arenada olimpiyat ikinciliği ve dünya şampiyonluğu bulunan eski milli tekvandocu Bahri Tanrıkulu, 30 yıllık aktif spor yaşantısına jübilesiz veda etmenin üzüntüsünü yaşadığını söyledi.
Tanrıkulu, yaptığı açıklamada, 16 yılı milli takımda geçen 30 senelik aktif sporculuk yaşamına sessiz bir şekilde son vermek zorunda kaldığını anlattı.

Daha önce 3 olimpiyatta yarıştığını, bunun yanı sıra pek çok uluslararası organizasyonda Türkiye’yi temsil etme onuruna sahip olduğunu vurgulayan Tanrıkulu, şöyle devam etti:

Üç olimpiyata katıldı

"En son 2012 Londa Olimpiyatları’nda yarıştım. 2004 Atina Olimpiyatları’nda ikinci oldum. Londra’da hedefim altın madalyaydı ama maalesef bunu gerçekleştiremedim. Yarı finalde rakibime yenildim. Sonra repesaj maçında da yenilince olimpiyat 5’incisi oldum. Olimpiyat 5’incisi olmak, açıkçası ağır bir psikoloji oldu. Ondan sonra sıkıntılı bir süreç geçirdim. Londra’ya çok başarılı bir süreç geçirerek gitmiştim. Altın madalyayla bırakmayı çok isterdim ama maalesef olmadı. 34-35 yaşlarında sporu bırakmak zorunda kaldım. Açıkçası daha da yapardım. Olimpiyatlarda dövüştüğüm, benimle yaşıt sporcular halen 2016 Rio Olimpiyatları için hazırlanıyorlar. Ben de devam etmek isterdim ama gerek ailevi şartlar gerekse diğer koşullar ve hafif sakatlığım da vardı. Bunlardan dolayı bırakmak zorunda kaldım."

Yıldızlara yardımcı oluyor

Tanrıkulu, sporculuğu bıraktıktan sonra tekvandodan kopamadığını ve İstanbul Büyükşehir Belediyespor’da koordinatör olarak görev yaptığını dile getirdi.

İstanbul Büyükşehir Belediyespor Kulübünün tekvandoya büyük önem verdiğini aktaran Tanrıkulu, "Genç kardeşlerimle antrenman yapıyoruz, çalışıyoruz. Güzel bir kadromuz var. Ayrıca Servet Tazegül, Nur Tatar, Rukiye Yıldırım, Hatice Kübra Yangın, Rıdvan Baygut gibi güçlü isimler de burada. Özellikle 2016 Rio Olimpiyatları için bu arkadaşlarımıza yardımcı olmaya çalışıyorum" ifadesini kullandı.
Türk sporu için yararlı olmak istediğini bildiren Tanrıkulu, bu çerçevede hem Gençlik ve Spor Bakanlığı hem de Spor Genel Müdürlüğü tarafından verilecek her türlü göreve hazır olduğunu belirtti.

"Federasyon başkanı olarak da görev almayı isterim"

Bahri Tanrıkulu, son dönemde adının Türkiye Tekvando Federasyonuna başkan adaylığı için geçtiğini hatırlattı. Şimdiye kadar hep tekvandonun içinde olduğunu, bu branşta her kademede bulunduğunu söyleyen Tanrıkulu, şunları kaydetti:

Hedefi büyük, vizyonu geniş

"Bundan sonraki süreçte hükümetimizin, bakanlığımızın ve genel müdürlüğümüzün desteği olduğu takdirde camiamız, sporculuk hayatım boyunca her zaman beni sevmiş ve desteklemiştir. Bundan sonra destekleyeceklerine de inanıyorum. Şu an böyle bir adaylık düşüncem yok ama ilerleyen süreçlerde böyle bir durum olursa da hiç çekinmeden, nasıl sporculuk ve idarecilik yaptıysam, ilerleyen sürede farklı pozisyonlarda yer almayı tabii ki isterim. 30 yıl emek verdiğim bir branşta dünyadaki gelişmeleri en yakından takip eden birisi olarak hizmet edebileceğim alan da Tekvando Federasyonudur. Bunun da her kademesinde yer almak isterim. Tabii ki federasyon başkanı olarak da görev almayı isterim."

Erken bırakmanın kırgınlığı

Londra Olimpiyatları’nın ardından Türk tekvandosunda düşüş yaşandığını savunan Tanrıkulu, buna rağmen 2016 Rio Olimpiyatları’nda elde edilecek derecelerle yeniden yükselişe geçileceğine inandığını anlattı.

"İster istemez kırgınlık oluyor"

Eski milli tekvandocu, jübile yapamadan tatamilere (tekvando müsabaka alanları) veda etmekten büyük üzüntü duyduğuna dikkati çekti. Jübile yapamamasıyla ilgili yurt dışında tanıdığı ünlü tekvandoculardan da sorular geldiğini bildiren Tanrıkulu, şöyle konuştu:

"Jübile yaparak tatamilere veda etmeyi çok isterdim. Dünya tekvandosunda ün sahibi olmuş birçok sporcuyla müsabakalarım var. Birçoğunu yakinen bilirim ve sürekli olarak da görüşürüm. Onlar da bana jübilemi soruyor. ’Jübile maçı yapmak istersen seve seve geliriz’ diyorlar. Öyle bir maç yapmayı çok isterdim ama maalesef böyle bir imkanımız olmadı. Bunun birçok örneği var.

Bir jübileyi çok görmeyin

Fransız, Amerikalı birçok oyuncu, bıraktıklarında bana da davetiye yollamıştı ama o dönemde maalesef katılamamıştım. Böyle jübile yapan veya adına turnuva düzenlenerek aktif sporculuk yaşamına son veren sporcu arkadaşlarım var. İster istemez kırgınlık oluyor. 30 yıl emek verdiğim, ülkemi olimpiyatlar, dünya ve Avrupa şampiyonalarında temsil ettiğim branşta bir jübileyi en azından hak ettiğimi düşünüyorum. Böyle bir teklif gelirse seve seve kabul ederim ama son iki yıldır gelmedi. Biraz da süre geçti. İnşallah bundan sonra olursa seve seve kabul ederim."

*********************************************************

MİNİ YORUM

Federasyon-Spor A.Ş. elele, Bahri'ye jübile...


Günü yaşamayı seven, günlük başarıya alkış tutan Türk Halkı, nedense 'Vefa'yı sadece bir semt adı olarak anar, bozasını ise şifa niyetine içer...

Haberin Devamı

Ödül yönetmeliğimiz bile başarıya endekslidir. Spora ve sporcuya yatırım yapmadan kazanılan başarılara çok alışığız. Yeteneği ile şansı çakışan ve bir spor dalında ülkemize madalya kazandıran sporcuları hemen iltifata ve paraya boğarız. Ekolümüz olsun, sporcumuz altyapıdan yetişsin, üst yapıda milli takımlarımızı pekçok sporcu arasından seçelim, başarıyı devamlı kılalım" gibi kaygılarımız hiç olmamıştır.

"Sistemin defoları..."

Gençlik ve Spor Teşkilatımızın eski Genel Müdürü Mehmet Atalay'ın çok güzel bir tespiti ile "Sistemin defoları" olarak tesadüfen başarıyı yakalayanlar bizim baştacımızdır. Antrenör, kulüp, federasyon, spor teşkilatı, bakanlık ve halk olarak onların omuzlarında biz de yükselir, başarıyı sahiplenir, gerekirse lehimize ranta çeviririz.

"Sporcunun bittiği andır..."

Ama o sporcu tökezlemeye görsün... İşte o zaman etrafında kimse kalmaz. Hemen yalnızlığa terkederiz. Hatta, arkasından atıp - tutar, kötü yaftalar yapıştırmaktan da geri durmayız...
İşte o an sporcunun bittiği, kendini dışlanmış hissettiği andır. Sırtını iktidar erkine dayayanlar bu süreci çabuk atlatır. Yoluna teknik adam olarak devam edip, birikimlerini yeni kuşaklara aktarır. Am bu şansı yakalayamayanlar!.. İşte onların sonu ise gerçekten hüsrandır...

"Bir kenara atıp, unutmayalım..."

Bize büyük başarılar yaşatan tekvandodaki yüz akımız Bahri Tanrıkulu'ndan Anadolu Ajansı vasıtası ile böyle bir çağrı geldi. Onun derdi, "İş istiyorum. Mevki istiyorum" değil... Onun derdi: itibarının iadesi...

30 yıl Türk sporuna emek ver, bunun 16 yılında milli takıma hizmet et, büyük başarılar yaşat, Olimpiyatlarda ülkeni üç kez temsil et... Ondan sonra kenarda unutul!..

"Türk Halkı'na yakışmadı..."

Yakıştı mı şimdi... Ne Türkiye Cumhuriyeti'ne ne Spor Teşkilatı'na ne Tekvando Federasyonu'na ne de spora gönül veren milyonlara hiç yakışmadı. Ama enseyi karartmamak lazım. Bahri, şu anda Türk Sporu'na İstanbul Büyükşehir Belediyesi Tekvando Takımı'nın koordinatör olarak hizmet veriyor. Yıldız sporculara tecrübelerini aktarıyor.
İşin bu yönü ile avunalım...

"Spor Teşkilatı'na çağrımızdır..."

Ama bir de çağrı yapalım... Türk Sporu'nun yükselen değeri Tekvando Federasyonu'nun başarılı yöneticileri, inanıyorum ki, İstanbul Spor A.Ş.'nin vizyonu geniş, sporu çok seven yeni Genel Müdürü İsmail Özbayraktar ve ekibi ile kuracağınız bir kontak, Bahri Tanrıkulu'na yaşamının en anlamlı jübilesini yaşatabilir...

Kısaca... Tekvando Federasyonu - Spor A.Ş. elele, Bahri Tanrıkulu'na yakışan bir jübile...

Hüseyin sakarya

YORUM YAZ