MENÜ

Yıldırım Demirören'den Del Bosque itirafı

Türkiye Futbol Federasyonu Başkanı Yıldırım Demirören NTV Spor'un sorularını yanıtladı. TFF başkanlık seçimi hakkında konuşan Demirören, ancak 61 imza toplayan aday adaylarının başkan adayı olabileceğini ve kendisinin 235 tane ıslak imzasının bulunduğunu söyledi.

Yıldırım Demirören'den Del Bosque itirafı

Türkiye Futbol Federasyonu Başkanı Yıldırım Demirören NTV Spor'un sorularını yanıtladı.

Riva Tesisleri konusunda açıklama yaparak sözlerine başlayan Yıldırım Demirören, "Yatırımlarımız devam ediyor. Dünyadaki bir numaralı tesislerden biri yaptık. Sadece A Milli Takım değil, engelli sporcularımız da burada kamp yapıyor. Seminerler burada yapılıyor. Bir seneyi geçti buranın yapılması. İstinye'deki Federasyon yönetim binası için 1.5 milyon TL kira veriyorduk. 15 milyon TL'ye yakın bir tasarruf yaptık. Antalya'da da burasının aynısını yapacağız. Anadolu takımları burada sezona hazırlık ve devre arası kamplarını yapacak" dedi.

TFF'deki seçimler için de konuşan Demirören, Haluk Ulusoy ve Duygun Yarsuvat'ın eleştirileri üzerine "Türk futbolu 2008 öncesine dönmek istemiyor. Türk futbolunun mahkemeye gidecek bir durum yok. Başkanlık aday adayıyız. Ancak adayı 61 imza toplayabilirseniz aday olursanız. 25'indeki Perşembe sabahı aday olmaya hak kazanıyor. Baskı çok yanlış bir kelime. Eğer kulüpler Birliği Başkanı ve diğer 16 kulübün başkanı bir açıklama yaptıysa bunun adına baskı diyemezsiniz. Adaylar 3 Haziran'da adayız dediler. Kulüpler Birliği 10'unda açıkladı. Demokratik bir toplantı oldu. Onun için bugüne kadar hiçbir kulüp başkanı da çıkıp evet baskı var demedi. Nasıl bir baskı var onu anlamıyorum. Artık Türk futbolu bunları unuttu, unutmak istedi. PTT kulüpleri de çıkıp Demirören'i destekliyoruz dedi. Benim 235 tane ıslak imzam vardır. Öncelikle bana bu desteği verdiği için teşekkür ediyorum. Kulüpler Birliği neden bana destek verdi. Kulüpler Birliği dönen çarka çomak sokmak istemiyor. Ben kulüp başkanlığı yaptım, yapmayanlar bunu bilemez. Bütün kulüplerimizle uyumlu ve şeffaf çalışıyoruz, bunun için destek verdiler. Baskı vardır diyenler siyasi baskıyı sokmak istiyor. 2008'deki olaylar bitti, 7 senede çok şey değişti" dedi.

Futbol AŞ konusunda da açıklamalar yapan Yıldırım Demirören, "İngiltere Premier Ligi'ni örnek alıyoruz. Yayın haklarından yüzde 8 gibi fedekarlık yaptık. Yayın gelirimiz bizim bütçemizin 3'te 1'i. Biz 2012 senesinde geldiğinde denk geldiğinde 245 milyon liraydı. Bugün 410 milyon lira. Yayın hakkı artışıyla benim gelirlerim ters orantalı. Gelirlerim yayın akışından daha çok artmış. Yayın haklarından sonra oluşacak açığı ben kapatmaya çalışacağım. Nasıl Riva Türk futbolunda bir milad ise, Kulüpler Birliği'nin alması da bir miladdır. Ben PTT 1. Lig kulüplerine hemen AŞ'leşin dedim. Bir bütün olun dedim" ifadelerini kullandı.

Yeni naklen yayın ihalesi daha yüksek rakamlara çıkar mı sorusuna Demiören, "Kulüplerimiz bu birlik ve beraberliği gösterirlerse, kulüplerin marka değerinin artması için marka değeri muhakkak daha büyük rakamlara çıkacaktır. Federasyonun yapacağı tek şey kulüplerin mali hareketlerini kontrol etmektir" yanıtını verdi.

MALİ KRİTER UYARISI

Mali kriterler konusunda uyarılar da yapan Yıldırım Demirören, "Federasyonlarımız belli kuralları koydu. Kulüpler Birliği'yle beraber çalışıyoruz. Bütün kulüplerin mali kontrolünü inceleyeceğiz. Gelirleri de biraraya toplanacak. Buna göre Türkiye'deki bankalara gidebilirsiniz. Borç yapılanmasını uzun sürelere uzatabilirsiniz. Bugün suni teneffüslerle devam ediyorlar. UEFA mali kriterleri çok katı olarak uyguluyor. Biz de Federasyon olarak lisans vermeyeceğiz. Avrupa Kupaları'na gidenler için UEFA lisansı veriliyor. Gitmeyen kulüpler de veriyor. Burada da biz diğer kulüpler için kendi kriterlerimizi uygulayacağız. Bu UEFA kriterlerine paralel uygulayacağız. Büyük camialar gereksiz harcamalarla paldır küldür aşağı gidiyor. Transfer maliyeti gereksiz yüksek. Yabancı serbestliğiyle bütçelerini dengeleyebilecekler. Benim yerli oyuncum da sahaya rahatlıkla çıkıyorum diye fiyatlarını artıramayacak" diye konuştu.

A Milli Futbol Takımı'nın 4. torbaya gerilediğinin hatırlatılması üzerine, "Tabii ki kötü sonuçlar aldık. Milli Takım jenerasyon işidir ve uzun vadeli yatırım işidir. Her turnuvaya katılabilen bir milli takım yaratmaktır hedef. Burada başarı sahada emek veren futbolcu ve teknik direktörünündür. Bu uzun vadeli bir iş olduğu için milli takımlar direktörlüğü kurduk. Fatih Hoca'mız senede 12-13 maç için gelmedi. Futbol liseleriyle başlayarak, 90 öğrenciyle başlattık, bu sene için 1200 müracaat var. Hem Milli Eğitim müfredatını alıyorlar, hem de buraya gelip çalışıyorlar. Bunların hepsi zaman alacak. Futbolu geliştirmek istiyorsak sabırlı olmamız lazım. 4-5 seneden evvel meyvalarını alamayız. Milli Takım'da Fatih Hoca'mız yeni futbolcular oynatmaya başladı. Bunların sonucunu almaya başlayacağız. UEFA ve FIFA ile ilgili çok önemli müjdemiz vara ama bunun zamanı var. Türkiye statlaşma konusunda çok iyi gidiyor. Bizim muhakkak her şartta onların içinde istiyorlar biz de bunu yavaş yavaş başarıyoruz. A Milli Takım'ın Letonya ve Hollanda maçları Konya'da, İzlanda maçı ise Bursa'da yeni stadyumda oynanacak" ifadelerini kullandı.

"TÜRKİYE PRENS ALİ'Yİ DESTEKLEDİ"

FIFA'daki skandal konusunda da konuşan Demirören, "FIFA'da Türkiye olarak Prens Ali'yi destekledik. Toplantıdan iki gün önce de operasyon başladı. UEFA gücümüzü bildiğinden, Afrika ülkelerine Prens Ali lehine lobi yapmamızı istedi" diye konuştu.

Fenerbahçe'ye Rize dönüşü yapılan saldırıyla ilgili olarak Demirören, "Kesin bir organizasyon işi olduğu açık. Türk futbolunun üzücü bir olayı olarak tarihe geçti. Amaç büyük bir kaos yaratmaktı" dedi.

"O TARAFTARLAR SAHAYA GELMESİNLER"

Türkiye'de ceza konusunda kesin bir çözüm bulunamadığının vurgulanması üzerine, "6222 yasalı kanunun tam çalışmaması sözkonusu. Hakimlerin kanunu kesin uygulaması lazım. Fernandes'e saldırmak için sahaya giren taraftar 'düğün davetiyesi vermek için sahaya girdim' dedi. Serbest kaldı. Biz yasanın tamamen uygulanmasını istiyoruz. Kulüplerimize para cezasını düşüreceğiz. 6222 yasanın yargı tarafında çok iyi uygulanması lazım. Bu devlet tarafından büyük destek buluyor. Futbolun sahadaki bir oyun olduğunun kabul edilmesini istiyor. Burada bu görev başkanlara, yöneticilere, taraftara, futbolcuya, hocaya, hakim ve savcılara düşüyor. E-Bilet'in kaldırılması gibi bir şey yok. Çünkü kanunlaştı. Sezonun ilk maçlarında 40 bin ortalama seyirciye oynuyordu, şimdi 70'bine çıktı. Firma, federasyon, kulüpler çalışıyor. Hep beraber bu uygulanır hale getirilmeye çalışıyor. İstemediğimiz taraftar stada gelmesin. Kulüplere gelip bilet pazarlığı yapanlar, kötü tezahürat yaparım ceza alırsınız deyip bilet isteyenler maçlara gelmesinler" çağrısında bulundu.

DEMİRÖREN'İN PİŞMANLIĞI

2004-05 szonunda Yıldırım Demirören'in başkanlık döneminde Beşiktaş'ta görev alan Vicente Del Bosque ile ilgili "Yaptığım en büyük hatalardan biri Del Bosque'yi Beşiktaş'tan göndermekti. Baskı, korku ne olduğunu anlamadan göndermek zorunda kaldık." ifadelerini kullandı.

"Bir daha Beşiktaş başkanlığı asla"

"Bir gün tekrar başkanı olduğunuz kulüpte (Beşiktaş) çalışmak gibi bir düşünceniz var mı? "Beşiktaş başkanlığı hayalimdi. Kulüpler Birliği başkanlığı daha sonra TFF başkanlığı yaptım. Türkiye'de tekim. Şimdi Beşiktaş'ın çok değerli bir başkanı var. Kesinlikle hayır" yanıtını verdi.

A Milli Takım maçlarının Anadolu'ya alınmasıyla ilgili olarak ise Demirören, "Milli Takım forması her kulüp formasının üstündedir. Gelen taraftarın da Milli Takım formasındaki oyuncumuzun hafta sonunda hangi takım formasını giydiğine bakmaması lazım. İstanbul'da çok üzücü olaylar yaşadık. Bir takımın stadına gidiyorsunuz Volkan, diğer statta Burak, başka statta Gökhan Töre için olumsuz tezahüratlar yapılıyor. İstanbul'da çok olmaya başladığından son iki maçımızı Anadolu'ya aldık. Anadolu'daki yaklaşım çok farklı. Milli Takım stadı olarak Olimpiyat Stadı'nı düşünüyoruz. Ama uzun vadeli bir proje ve stadın çehresinin de değiştirilmesini istiyoruz" dedi.

Statlarda "Yeter Yıldırım Demirören yeter" tezahüratlarının da hatırlatılması üzerine Demiören şu ifadeleri kullandı, "Kendimi biliyorum. Hata da yaptığımı biliyorum, ama hata da yaptığımı da biliyorum. Futbolu daha iyi yapabilmek için çalışıyorum. Çalışan insanlar hata yapar. Çalışmayan insan dedikodu yapar. Ben ve yönetim olarak çalışıyoruz. Riva Tesisleri, dünyada bir numara. Türk futboluna katma değer kattık. Profesyonellik hakemliği ben ve yönetim kurulum yaptı. şu anda 6 tane olan profesyonellik hakemlik 15-20'ye çıkacak. Hakemlik talimatlarını değiştiriyoruz. Türkiye-Kazakistan maçını yöneten hakem 25-26 yaşındaydı. UEFA'nın alt sınıf hakemleriydi. çok kötüydü. Futbol bu hakem hataları da oluyor. Artık 25-26 yaşındaki hakemlerimizi Avrupa'da görme imkanlarını yaratıyoruz. Doğan Babacan hocamızı 40 sene konuştuk. Şimdi bir 40 sene daha Cüneyt Hoca'yı konuşmayalım. Yeni Cüneyt Hocaları konuşalım."

Haberin Devamı
YORUM YAZ