MENÜ

Adalet ölür mü?

Abone Ol Google News

Deneydeki profesör gibi gaddar yöneticilerin, öğrenciler gibi korkak toplumların olduğu bir dünyada... Fare değildir ölen... Göz göre göre ‘adalet’ ölür. Elinde bir fare ve karton kutu ile salona girdi profesör... Fareyi içine koydu ve kutuyu kapattı: - İki gün boyunca bu kutuya dokunmayın. Dokunan, sınıfta kalır! Şaşkındı öğrenciler... Kimisi “Çıkartalım fareyi kutudan, yoksa ölür” diyordu. Kimisi, “Bunu yaparsak dersi geçemeyeceğiz...” İki gün geçti ve profesör, ders için yeniden salona girdi. İlk işi, kutuyu açmak oldu ve ölen fareyi öğrencilere gösterirken sordu: - Bu fare sizce neden öldü? Öğrenciler farenin ölüm nedeni için üç ana madde belirlediler: 1- Havasızlık... 2- Açlık... 3- Susuzluk...

Haberin Devamı

‘Hayır’ dercesine kafasını salladı profesör ve kutunun içini gösterdi. Her tarafı kemirilmişti, minik delikler vardı. Profesör; ardından farenin ölüm nedenini açıkladı: - Kararsızlık ve korku... Öğrenciler anlam veremiyordu, profesör devam etti: - Fare kutudan çıkmak için çok mücadele etmiş. Çünkü her yerde diş izleri var. Kutunun her yerini parçalamak yerine bir noktaya odaklansaydı delebilir ve dışarı çıkabilirdi. Bu nedenle farenin ilk ölüm nedeni; kararsızlığı...

Haberin Devamı

Bir öğrenci sordu: - Peki ya korku? Fare neden korkmuş olabilir ki! Profesör, suçlayıcı bir ifade takındı yüzüne ve devam etti: - Bu ölümün nedeni farenin korkusu değil, sizin korkunuz... Sizler, notlarınızın düşmesini göze alamadınız, derste kalma endişesi taşıyıp onu kurtarmadınız ve bu sonuca göz yumdunuz... Akademik bir deney gibi gözükse de, hayatın tam da kendisidir aslında... Herhangi birimizin, hayatta başarılı olması için yenmesi gereken iki büyük düşmanı vardır: Kararsızlık ve korku...

Dönelim futbol dünyasına... Başkanlar da teknik adamlar da futbolcular da hakemler de birer insan sonuçta... Kulüplerde başarıyı getiren en önemli argüman; kararlılıktır... Yolun başında ‘şampiyonluğu’ hedeflerse bir başkan, onu bu sona taşıyacak teknik adamı bulur önce... Sonra o teknik adamla kafa kafaya verir ve şampiyonluğu getirecek futbolcuları transfer eder. Doğru hedefe, doğru kadrolarla gidebilirsiniz çünkü. Siz bu ödevlerinizi yerine getirirseniz, diğerleri ne yaparsa yapsın, sizi engelleyemez. Hakemlerde başarıyı getiren en önemli argüman; korkusuzluktur...

Vermeleri gereken kararlar bellidir; çünkü bir kitapta yazılıdır kurallar... Korkusuz hakem, sadece kurallar dahilinde karar verendir. Dolayısıyla yanlış yapmaz, sonuca etki etmez. Tepesindeki (profesör gibi) yöneticinin ne dediğinin çok da önemi olmamalıdır hakem için. Çünkü ona bu yetkileri veren o tepedeki değil, kitapçıktır. Deneydeki profesör gibi gaddar yöneticilerin, öğrenciler gibi korkak toplumların olduğu bir dünyada... Fare değildir ölen... Göz göre göre ‘adalet’ ölür.

YORUM YAZ