Arama

Popüler aramalar

‘’Daum'un buruk sevinci‘’

Alman hocanın odaklandığı nokta kadro yetersizliği. Daum, ilk yarı sonunda da bu tür söylemlerde bulunmuştu. İkinci yarı başlayacak, Alman hocanın şikayetleri yine aynı.Evet, Fenerbahçe’de bazı mevkiilerin alternatifleri yok. Ama yönetim kanadı da transfer yapmayacağını birinci ağızdan açıkladı. O halde Daum eldeki malzemeyle lig ve kupayı götürmek zorunda. Bu arada transfer yapılırsa Daum açısından mükemmel olur. Yabancı kontenjanı dolu olduğundan takviyeler yerli olmak zorunda. Werder Bremen maçında esame listeleri geldiğinde her oyuncunun altında 1 ya da 2 isim daha yazılıydı. Yani, tüm mevkiilerin alternatifi var. Sanırım, Daum da böyle bir kadro hayal ediyor.Antalya kampı her yönüyle Fenerbahçe için yararlı geçti.Hava koşulları dört dörtlüktü. Futbolcular güneşli ama serin ortamda sıkılmadan çalıştılar.Hazırlık maçlarının üçü de Fenerbahçe’nin galibiyetiyle noktalandı. Sarı-Lacivertliler 8 gol atarken, 3 gol gördüler kalelerinde. Skor olarak taraftarlar sevindi.Çağdaş futbolu sorarsanız, Fenerbahçe bu noktada iyi sinyaller vermedi. Zaten Daum da bunu gördüğü için oyuncularının maç performansını beğenmediğini üstüne basa basa söyledi.Fenerbahçe, Antalya kampında güç depolarken, moral olarak da fazlaca kazanımlar edindi. Özellikle tecrübeli isimler, yabancılar ve gençler arasındaki ilişkiyi çok iyi koordine ettiler.Fenerbahçe tam bir kolej takımı görüntüsü verdi. Bu havadan olacak ki, gençler sanki yıllardır Fenerbahçe’de oynuyormuş gibi rahattılar.Sarı-Lacivertliler 9 gün boyunca ağır çalışma programına rağmen fire vermedi. Futbolcular her antrenmanın son saniyesine kadar disiplini elden bırakmayarak teknik kadroyu ikinci yarı için oldukça umutlandırdı.Christoph Daum, Belek’te gençleri kazandı. Rüştü, yine eski günlerine döndüğünü gösterdi.Alman hocanın en büyük şanssızlığı kampın yıldızı konumundaki Kemal’in sakatlanması oldu.Bakalım birçok açıdan olumlu geçen Belek kampı ikinci yarıya nasıl yansıyacak...

16 Ocak 2006, Pazartesi 03:30
YAZININ DEVAMI

‘’Rüştü ve gençler‘’

Öncelikle Alman hoca, gençleri hem çalışmalarda hem de hazırlık maçlarında daha detaylı görme fırsatı buldu. La Louvierre maçında Can, Olcan, Kerim, Semih, Mahmut ve Gürhan, performanslarıyla dikkat çekti. Rus ekibi Sovetov karşısında da gençler geçer not aldı. Kerim sakat olduğu için oynamadı. Uğur ve İstanbul’dan maç için getirilen Kutay ile Aykut da beğenildi. Bir de kaleci Küçük Volkan var. Hazırlık sınavlarında forma giymedi ama çok yetenekli.Gerets, Efes Cup’ta gençlere şans verdiğinde, Fenerbahçe cephesinde biraz hüzün oluşmuştu. Ama hazırlık maçlarında Genç Kanaryalar da iyi futbollarıyla sahneye çıkınca Sarı-Lacivertli camiada hüzün, sevinç ve gururla yer değiştirdi. Daum ışık gördüğü bu gençlere yavaş yavaş oyunda rol vermeli, onlara cesaret yüklemeli. Takımın yerli, yabancı yıldızları, gençlere her ortamda destek oluyor. Bu çok önemli bir gelişme. Çünkü gençler sınıf farkı görmedikleri için daha istekli ve moralli oluyor. Yılların tecrübesi Daum’un bu yetenekleri küstürmeden daha iyi yerlere taşıyacağını umuyor ve bekliyoruz.Alman hocayı sevindiren diğer bir gelişme de Rüştü’nün artan formu. Tecrübeli kaleci antrenmanlarda ölesiye çalışıyor. Eski Rüştü’ye hızla yaklaşıyor. Milli kaleci, Werder Bremen maçındaki başarılı oyunuyla klasını gösterdi. Kalecilerin performans artışında kuşkusuz Murat Öztürk hocanın çok emeği var. Murat hoca sessiz ve gösterişsiz bir biçimde Sarı-Lacivertli takımın 4 file bekçisini ikinci yarı için hazırladı. Murat Öztürk’ten, başta Daum olmak üzere herkes memnun. Volkan Demirel’in, “Fenerbahçe’nin kaleci antrenörüne ihtiyacı yok. Çünkü Murat Öztürk var” söylemi, kalede işlerin iyi gittiğini açıkça gözler önüne seriyor.

15 Ocak 2006, Pazar 03:30
YAZININ DEVAMI

‘’Organize eksikliği‘’

Werder Bremen maça baskılı başladı. Orta sahayı kalabalık tuttu. Micoud ve Baumann bu bölgeyi iyi organize etti. Tek topla süratli oynadılar. Aslında Fenerbahçe’nin yapmak istediğini Almanlar uyguladı. Sarı-Lacivertliler baskıyı geç de olsa kırdı. Alex’in kornerleri iki kez tehlikeli oldu. Tuncay ile Anelka kaleciyle karşı karşıya kaldıkları pozisyonlarda topu ağlara bırakamadı. Tabi bu atakların golle sonuçlanmamasında kaleci Wiese’nin de önemli rolü olduğunu belirtmek gerekir. Daum’un Belek kampında yerleştirmek istediği sistem Werder Bremen maçının ilk 45 dakikasında genelde aksadı. Savunmadan kontrollü çıkışlar fazla olmadı. Orta alanda pres düşüncesi ve pas dağılımında üstünlük hep rakipte kaldı. Tabi bunda Fenerbahçe’nin yorgunluğunu, Werder Bremen’in de dişli bir takım olması etkenlerini göz önünde bulundurmak gerekir.Fenerbahçe ikinci yarıya kontrollü başladı. Savunmayı önde kurarak Werder Bremen’in hızlı oyununu bozmak istedi. Zaman zaman başarılı oldu. Ancak takım oyununu, yardımlaşmayı, tek top düşüncesini, hücum anlayışını sahada iyi yansıtan taraf genelde Werder Bremen’di. Fenerbahçe özellikle sol tarafından aksarken orta alanda da bir türlü istenilen organizasyonu kuramadı. Yenik duruma düştükten sonra kontrolsüz ileri çıkışlar yüzünden kalesinde tehlikeler de yaşadı. Bu arada rakip dört değişiklik yaparken Daum nedense değişikliği düşünmedi.Beraberlik golü Sarı-Lacivertli ekibi biraz canlandırdı. Maçın bitimine saniyeler kala bir duran topta Anelka skoru Fenerbahçe’nin lehine değiştirdi. La Louvière maçındaki 2-0’lık skorun kimseyi aldatmamasını, Fenerbahçe’nin çok iyi bir 90 dakika çıkarmadığını yazmıştım. Werder Bremen maçındaki 2-1’lik galibiyet de sakın akıllara Fenerbahçe’nin genelde iyi oynayıp, bu skoru yakaladığını düşünmesin. Fenerbahçe Antalya kampındaki ikinci hazırlık maçında beklenenin aksine vasat bir oyun sergilerken, özellikle kaleci Rüştü iyi performansıyla dikkat çekti. Tuncay, Anelka, Serkan ve Ümit de zaman zaman etkili olan isimlerdi.

14 Ocak 2006, Cumartesi 03:30
YAZININ DEVAMI

‘’Tam Daum'un istediği gibi‘’

Sarı-Lacivertliler, ilk 45 dakikada Daum’un antrenmanlarda yaptırdığı her çalışmayı sahada gösterdiler. Savunmayı rakip sahada başlattılar. Pres yaptılar, ayağa çabuk paslarla kanatlardan sık sık atak geliştirdiler. Orta alanı kalabalık tutup rakibe pozisyon şansı vermediler. Yani Daum dersi iyi anlatmış, öğrencileri de çok iyi anlamış.Alman hoca, Appiah’ın yokluğu ve Tuncay’ın sakatlığı nedeniyle Ümit’i ön liberoya çekip, Mahmut-Olcan ikilisine de sol çizgide görev verdi. Ümit, tek top tercihi, uzun ters topları ve yaptığı alan savunması ile “ön liberoda da oynarım” mesajı verdi. Uzun bir aradan sonra şans bulan Mahmut, sol kulvarı Olcan ile iyi savundu. Genç oyuncular hem ofansta hem de defansta etkili oldu. Fenerbahçe, takım savunması ve takım oyunundan iyi örnekler verdi. Anelka da ilk yarıdaki performansıyla dikkat çeken oyuncular arasında yer aldı.Daum ikinci yarıda Volkan, Mahmut ve Olcan’ın dışında diğer oyuncuları değiştirdi. Kerim, Gürhan, Can, Olcan, Mahmut ve Semih’li kadro sistemi bozmadı. Makine aksamadan, tıkır tıkır çalıştı. Gençlerin ilk sınavı çok başarılı geçti. Skorun 2-0 olması kimseyi yanıltmasın. Fenerbahçe gerek ilk yarıda, gerekse ikinci 45 dakikada çok sayıda fırsatı kullanamadı. Ayrıca rakibine de 90 dakika boyunca sadece 1 pozisyon verdi.Sarı-Lacivertliler, La Louvierre ile oynadığı ilk hazırlık maçında çağdaş futbol adına pozitif görüntüler verdi. Teknik direktör Daum’un günlerdir takıma oturtmak istediği sistemi futbolcular Belçika temsilcisi karşısında eksiksiz uyguladılar. Görünen o ki, Daum’un ligin ikinci yarısı için düşündüğü planı bu gidişle tutacak. Fenerbahçe bu sistem ve oyun anlayışı ile ilk yarıya oranla daha etkili oynar.

12 Ocak 2006, Perşembe 03:30
YAZININ DEVAMI

‘’Daum'un planı‘’

Teknik direktör Daum, ikinci yarıda takımı hem fizik olarak hem de sistem olarak ilk devreye oranla daha iyi duruma getirmek için her gün farklı programlar uyguluyor.Zirvede tamamlanan ilk yarıda Sarı - Lacivertli ekibin en etkili silahı, fizik güç üstünlüğü olmuştu. Fenerbahçe kötü oynayıp yenik duruma düştüğü maçlarda 90 dakikanın son saniyesine kadar mücadele ederek 3 puan alma başarısını göstermişti. Belli ki, Alman hoca kondisyon silahını ikinci yarıda da rakiplerin mevzilerini düşürmek için kullanacak. Daum, Belek kampında birşeyi daha ısrarla yerleştirmeye çalışıyor; Orta alanda çabuk ayağa paslar ve ardından uzun - ters toplarla kanat hücumuna kalkarak savunmaları hataya zorlamak. Tecrübeli hoca, bu taktik anlayışın yerleşmesi için defalarca tekrar yaptırıyor. Belki oyuncular zaman zaman sıkılıyor ama disiplini elden bırakmadan en iyisini çıkartmak için çabalıyorlar.Ülkemizdeki altyapı sorunu Türk futboluna her zaman darbe vurmuştur. Yıldız adayı birçok oyuncu futbolun temel eğitimini almadığı için, özellikle teknik açıdan yoğun sorun yaşıyor. Daum, antrenmanlarda top tekniğini geliştirici, ortaların düzgün ve isabetli olması düşüncesiyle çalışmalar yaptırıyor. Özellikle kenar ortaları ve son vuruşlar üzerinde çok duruyor. Geç de olsa bazı oyuncuların gelişmesi için alternatifler üretiyor. Fenerbahçe’nin, kadro yapısı olarak rakiplerine bariz üstünlüğü var. Sarı -Lacivertliler için kondisyonun sorun olacağını sanmıyorum. Şayet, Daum’un planı tutar, kısa sürede bu avantajlar üzerine teknik ve taktiksel üstünlük de oturtulursa, Fenerbahçe’nin ikinci yarıdaki havası başka olur. Tribünler ve yönetim, maçları daha rahat seyreder. Fenerbahçe’nin futbolu, taraflı tarafsız izleyen herkese keyif verir.

09 Ocak 2006, Pazartesi 03:30
YAZININ DEVAMI

‘’Tatil yaramış‘’

İstanbul’da ve dün de Belek’te istekli, neşeli, çalışma arzusuyla dolu bir futbolcu grubu vardı. Sarı-Lacivertli oyuncular, belli ki, tatili iyi değerlendirmiş. Yan gelip yatmamışlar. Antrenman-tatil köprüsünü olumlu kurup, kampa hazır gelmişler.Aynı havayı teknik kadroda da görmek mümkün. Burnundan kıl aldırmayan, basın emekçilerinden çoğu zaman selamı esirgeyen Daum, inanılmaz bir değişime uğramış. Gazetecilerle şakalaşıyor, espriler yapıyor. Takımı karşılayan taraftarlara çok sıcak davranıyor. Alman hoca, tatilden tam bir neşe küpü olarak döndü. Daum’daki bu değişim, taraftar-futbolcu-yönetim üçgeninde moral motivasyonunu kesinlikle yukarı çekecek.Fenerbahçe, ikinci yarı hazırlıklarına ciddi bir başlangıç yaptı. Bu tablo, Sarı-Lacivertli ekibin 3. şampiyonluğa çok inandığının göstergesidir. Moraller iyi, arkadaşlık ilişkileri üst düzeyde. Antrenman ciddiyeti ve disiplin mükemmel. Tabii bunlara kadro olarak üstünlüğü de eklemek gerek. Bir takımın şampiyon olması için aranan şartlar, Fenerbahçe’de fazlasıyla var. Şampiyona tatil yaramış.

07 Ocak 2006, Cumartesi 03:30
YAZININ DEVAMI

‘’Fenerbahçe hiç zorlanmadı‘’

Erken gol de Erciyes’i hareketlendirmedi. Sadece Sergie Die ayakta kalırken, onu da pek fazla anlayan çıkmadı. İki takım da rahat bir tempoda oynadı. Fenerbahçe zaman zaman pres yaparken bunun faydasını kazandığı penaltıyla gördü. Sarı-Lacivertliler yüksek pas yüzdesi ile sahada gözükürken sadece Tuncay dripling inadını bu maçta da sürdürdü. Aslında ilk 45 dakikada iki önemli pozisyon vardı. 35’te Mamadou’nun Serkan’a yaptığı hareket penaltıydı. Selçuk Dereli doğru karar verdi. 39’da ise Volkan bizim açımızdan ceza alanı dışında elle oynadı. Bunun cezası kırmızı kart ve direkt vuruş olmalıydı. Ancak yardımcı hakem Hüseyin Fidan pozisyonu süzemeyince Dereli devam işareti verdi. İlk yarı Fenerbahçe’nin lehine kapanırken Erciyes’in 3, Sarı-Lacivertliler’in de 5-6 net pozisyonu vardı.Sarı-Lacivertliler belki de bu sezon en rahat galibiyetini aldı. Farklı kazanırken çok yorulmadı. Rakipten fazla baskı görmedi. Öyle ki Alex yürüyerek oynadı. Böyle bir karşılaşmada hem de skor 3-0 iken Daum, Olcan, Gürhan, Can gibi gençlere şans vermek yerine Kemal ile Deniz’i tercih etti. Olcan’ı ise lütfedip ancak 88. dakikada sahaya sürdü. Alman hoca gençlerin hazır olmadığını her fırsatta vurguluyor. Semih’i gördük; Hazır ne demek, taş gibi. Pres yaptı, kafa topu aldı, duvar paslarında etkiliydi. Oyunda kaldığı süre içinde hiç sırıtmadı. Bence Olcan, Can ve Gürhan da oynasaydı, en az Semih kadar etkili olurlardı.

12 Aralık 2005, Pazartesi 03:30
YAZININ DEVAMI

‘’Daum ne demek istedi?‘’

MİNİ YORUMAlman hocanın durup dururken bazı mesajlar vermesi kamuoyu tarafından farklı yorumlara neden oldu. Acaba gitmeyi mi düşünüyor? Bu bağlamda yönetimin çağırmasını mı istedi? Ya da kulağına birşeyler geldi de, “Hemen konuşalım, ne olacaksa olsun” mu demek istedi? Sanırım Kayseri Erciyes maçı sonrası bu konu netlik kazanacak. Fenerbahçe’nin Avrupa defterini kapaması camianın keyfini kaçırdı. Daum’a sıcak bakmayanlar, onunla Avrupa’da başarının gelmeyeceğini yine gündeme getirdiler. Bu tepkileri bekleyen Alman hoca, yolu açmak için gündem oluşturdu. Ama anladığım kadarıyla yönetimin Daum konusunda olumsuz bir tasarrufu yok.

08 Aralık 2005, Perşembe 03:30
YAZININ DEVAMI