MENÜ

Kalene yakın oynarsan...

Abone Ol Google News

Beklenmeyen, Konyaspor'un başlangıcıydı. Henüz oyunun başında böylesi bir başkaldırı elbette beklenmiyordu. Nitekim, tek solukluk bir hücum mesaisi yapıp, kendilerine döndüler!

Haberin Devamı

Konya'nın top rakipteyken kendi alanında alan daraltma çabası, oyunu Galatasaray'a verdi. Bu rahatlık ve Nzonzi'nin hiçbir baskı görmeden pas merkezi olması, Galatasaray'ın rakip yarı alana demir atmasını sağladı.

Bu yığılmaya rağmen Konya kalesine yaklaşamadılar. Konya beklerinin kolay orta imkanı vermemesi ilk duvardı. İkincisi, Belhanda'nın yokluğunda kalabalık savunmayı oyundan düşürecek bir ayak olmamasıydı. Konya'nın elbette çok doğru dizilişi ve tüm pas alanlarını kapatması, pozisyon vermedi Galatasaray'a.

İkinci yarı ise tam olması gerektiği gibi başladı. İlk yarı çok top ezen Emre Mor'un kenara gelişi sonrası, oyunun yönünü çok hızlı çevirdiler. Özellikle Mariano-Feghouli ikisinin geçen seneki seviyesine yaklaşması, her şeyi kolaylaştırdı. Galatasaray geri koşmadan, tüm ribaundları alarak hücumda devamlılık sağladı. Oyunun çok önemli bir bölümünü Konya sahasında oynayıp, pozisyonlar buldular. Nzonzi'nin kendisini daha ileri atması da Galatasaray'da pas istasyonlarını artırıp, uygun pozisyonlarda ortalar yapılmasını sağladı. Tam bu bölümde Konyaspor'un bu kadar teslim olması ise tarif edilebilir gibi değil. Peki ya o Konya'dan böyle bir geri dönüş beklemek mümkün müydü? Elbette değil. Orada da Galatasaray'ın gol sonrası düşen gardı ve Seri'nin kırmızısı belirleyici oldu.

Haberin Devamı

Galatasaray, final dakikalarında Gomis'i mumla aradı adeta! Topu ileride tutamayan santrforunuz olmadığında, takımı ileri atmanız mümkün olmuyor. Her vurduğunuz duvara çarpıp geri geliyor. Kalenize yakın kaldığınızda da ya pozisyon veriyorsunuz rakibe ya da bir sakarlık yaşıyorsunuz. Önce Konya'nın, sonrasında Galatasaray'ın yaşadığı tam da buydu.

YORUM YAZ