MENÜ

Pijama ve terlik (2)

Abone Ol Google News
Haberin Devamı

Bundan böyle ağzıyla kuş tutsa, “Aragones Fenerbahçe’de teknik direktörlüğe devam etsin” veya “İspanyol akıllı bir teknik adam” ya da “Dede bilinçli bir hoca” cümleleri kurulmaz bu satırlarda. Belediye maçının ikinci yarı değişiklikleri var ya; bu yeter, tekniği de, direktörlüğü de, kafayı da, bilinci de, geç de olsa anlamaya...
Bu tabii ki, yenilen iki ofsayt golün varlığını, yani yine 0-0’lık bir sonuçla kazanılabilecek bir puanın hakemler tarafından alınışı gerçeğini değiştirmez.
Bu tabii ki, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin, İstanbullular’dan topladığı paralarla kurduğu kadroların, İstanbul’un üç büyüğüne karşı mücadele etme saçmalığının göz ardı edilmesini gerektirmez.
Sami Yen’de, verilmeyen iki penaltıyla Kayserispor’un galibiyetinin nasıl engellendiğinin dile getirilmeyeceği anlamına gelmez. Hakkı yenilen taraf susarken, sürekli yiyenlerin bas bas bağırması olağan ve sıradandır bu ülkede. Sonuçta, Mart Kedisi, Mart Kedisi’dir! Canı çıksa, huyu değişmez!
Profesyonel futbol takımının bu sezon başarısız olması, teknik direktör ve transfer tercihlerindeki büyük hatalar, Aziz Yıldırım’ın Fenerbahçe Spor Kulübü için yıllardır yaptığı önemli ve çağ atlatan işlerin, bir kalemde silinebileceği anlamına da gelemez.
Futbolla yatıp futbolla kalkarken, Zafer Kalaycıoğlu gibi bir profesyonel basketbol karakteri görmezlikten gelinemez. Kalaycıoğlu’nun tavırları, duruşları, gidişleri, gelişleri ne profesyonellikle ne ‘vefa’ denilen semtle ne de Adem oğlu Ademlik’le ilişkilendirilemez. Doğrusu, düştüğü duruma, hiçbir insan oğlu insan düşmek istemez.
1-0 gerideyken takımı, rakibi bir kişi eksik kalmışken ve rüzgar artık arkalarındayken; duran, yürüyen, gezen, tozan, zıplayan, sıçrayan topların ustası Alex’i oyundan çıkaran bir adam, bundan böyle teknik adam muamelesi göremez.
Gol atma engelli de olsa, birinci santrforunu çıkarıp ikincisini öyle oyuna alan, Alex-Güiza-Semih üçlüsüyle geriden gelip maçı çevirme olasılığının daha fazla olabileceğini kavrayamayana “teknik adam” denemez.
Bu tabii ki, en büyük özelliği 25 yıldır Fenerbahçe’nin kazanamaması olan Fortis Türkiye Kupası’nın kazanılarak, gelecek sezon UEFA’ya katılabilme olasılığının devam ettiği gerçeğini de değiştirmez.
Maç sonrası da vurguladığımız gibi; ekonomik krize rağmen, Fenerbahçe yönetiminin mevsim sonu alışveriş zamanı gelmiştir. Fenerium’dan pijamalar, terlikler; teşekküre bile gerek yok, Aragones’e iyi emeklilikler...

YORUM YAZ