MENÜ

Her şey pazara kaldı

Abone Ol Google News
Haberin Devamı

Letonya’ya özel hücum kadrosunda ilk yarı planların tuttuğunu söylemek çok zordu. 4 iyi taşıyıcı ve 3 pas ustasıyla Terim’in önceliği önde kalmak, golü dar alan becerisiyle bulmaktı. İlk maçtaki Buraksız, Umutlu ve bol kaçırmalı performansı hatırladığımızda bu çok anlaşılır bir tercih. Fakat bu dar alanda şifre çözücü kadronun savunma zaafı çok erken belirdi.

İlk 15 dakika 2 net Volkan Şen pozisyonuna rağmen baskıda ısrar etmemek anlaşılır gibi değildi. Baskıdan çok erken vazgeçmek Letonya’nın oyun merkezini 15 metre öne taşıdı. Henüz 20. dakika dolduğunda Selçuk ve Ozan’ın savunma duvarı üzerinden 3 kez dönen topa yakalanmak Mehmet Topal’ın varlığını çok daha anlamlı hale getirdi. Geçen sezonun performans liderleri Ozan ile Volkan Şen’in Fenerbahçe’ye geldikten sonra alamadıkları dakikaların defosu çok net ortaya çıktı. Korkarım, Pereira’nın Markoviç hamlesi ile De Souza ısrarı düşünüldüğünde Ozan ile Volkan’ın ekim ayındaki Çek ve İzlanda maçlarında daha da kötü olmaları kaçınılmaz.

55 sonrası doğru oyun

Dar alan becerisinden uzak kalan Volkan ile Töre’nin çıkışıyla birlikte 55’ten itibaren bir fazla santrforu 18’e yerleştirmek doğru oyuna zemin hazırladı. Ozan’ın sağ bekten merkeze kayması, Arda’nın sola açılıp Hakan’ın sağa geçtiği 4-4-2 ile baskı kur, şut at oyununa geçilebildi.

Frikik aranmalıydı

Bundesliga’nın en iyi frikikçisi sahadayken sıkışık oyunda en önemli plan, yay civarına kat edip faul almak olmalıydı. Arda’nın topu ayağına alıp yüzünü kaleye döndüğü anlarda hep beklenti oluştu ama bir türlü en önemli şut silahı Hakan’ı etkin hale getirecek frikikleri kazanamadılar. Selçuk İnan inisiyatif alıp topu iğne deliğinden geçirene kadar panikle hücum etmek en büyük tehlikeydi. Bu tip oyunlarda sabır öncelik olmalı. Hollanda’nın İzlanda’ya sahasında yenilmesiyle gruptan çıkma şansımız yükselmişti. Ancak olmadı. Şimdi herşey pazar akşamı Hollanda ile oynanacak maça kaldı. Fatih hocanın takımları kendi göbeğini kesmeyi sever.

YORUM YAZ