Tren İnönü'de kaçtı!

Tigana oyun içinde değişiklikler yaptı. Çağdaş’ın yerinde ön libero oynayan Koray’ı daha çok orta alana yaklaştırıp, Kleberson’u forvete yakın oynattı. Böylece Sergen oyuna daha fazla girip, aralara iyi toplar attı. Ancak Fransız hoca oyuncularına futbolun bir takım oyunu olduğunu heralde iyi anlatamamış. Eğer, Youla, Sergen, Ahmed Hassan ve hatta Kleberson, ‘golü ben atayım’ havasında olmasa, maç daha ilk yarıda farka giderdi. Savunması, orta alan ve forvet arasında büyük kopukluk vardı. Alan savunması nedense uygulanmadı. Bu durum, kendi liginde tutunamayıp hocasız kalan Portekiz ekibine cesaret verdi. Buna savunmadaki kademe hataları da eklenince, Vitoria, Cordoba’yı terletti. Avrupa’ya veda eden Beşiktaş şunu bir kez daha gördü: Başkalarına bel bağlarsan yolda kalırsın. İnönü’de Bolton ve Zenit gibi sıradan takımlar karşısında, hem de farka ulaşacak pozisyonlar olmasına rağmen hediye edilen 4 puan, UEFA rüyasının kötü sonu oldu. Zira Avrupa treni İstanbul’da kaçmıştı!