MENÜ

Tulumba!

Abone Ol Google News
Haberin Devamı

Mustafa Denizli’nin baklavasını bilmem ama, rahmetli büyükbabam mükemmel tulumba tatlısı yapardı. Nar gibi kızarmış, dışı sertçe ama diş attığın anda, damaktan başlayıp adeta tüm bünyeye yayılan rayiha. Bu oyun da ‘tulumba tatlısı’ gibi galiba! Her iki rakibe baktığında sert zannediyor, yedikleri gollere bakınca da ‘bu ne yumuşaklık?’ diyorsun. Azıcık baskıda ‘çıtır-çıtır’ dağıldı iki taraf da! Tat veren de, sözde goller oldu!
Tabelaya bakan, mükemmel bir oyun sahnelendiğini zanneder. Ama öyle değil işin aslı. Skibbe 3-5-2 anlayışıyla maçı önceden, belki mükemmel oynadı. O hayal sahaya yansıdı mı? Hayır. Solda Arda elinden geleni yapıyor, iki de mutlak Beşiktaş pozisyonunu önlüyor. Ya Barış’ın orası? Aksadı. Göbekte oynayan Servet ve Meira ‘orada kim vardı?’ diye, neredeyse kulübeye soracaktı! İyi ki Denizli sol öne bir çabuk adam sokmadı. Üzülmez de sanırım arandı.
Kaleci sektirmesinden, savunmacı orta alan gafletine, acemiliklerden türeyen gol ve penaltılara bakarak, bu müsabakayı yere göğe koyamayanlar da bulunabilir. ‘Bakış açısı bu!’ herkese göre değişir. Ama şu bir gerçektir ki; bu kalibrede ekiplerin, böylesi goller yemesi tek kelimeyle ayıptır. Sahadaki iki büyüğün akıl almaz savunma defoları ve kaleleri dolduran topları... Hepsi bu. Galip sevinecek, yenik hakeme ateş püskürecek ve devran dönecek...
Sanırım hiç kimse de ikisinin birden Ukraynalı’ya neden yenildiğini hiç düşünmeyecek! Dün gece izlenen savunma anlayışı ve karşılıklı hatalar, bizim kısır iç çekişmelerde kendi kendimizi nasıl kandırdığımızın resmidir. Dikkatle irdelenmelidir.
Tulumba tatlısından farksızdı, dün gecenin derbisi!

YORUM YAZ