Stendhal sendromu...
Galatasaray’ın yediği gollere baktıkça, Sarı- Kırmızılılar’ın ‘Stendhal sendromu’ yaşadığını düşünmemek mümkün mü? Bu hâl feci bir sorun, özellikle savunma aksiyonlarında! Rakibin sürpriz hücum, çalım ve gol arayışları nedenli; çarpıntı, baŞ dönmesi, mide bulantısı başlıyor Galatasaraylılar’da. Milyonlarca Euro’luk starlar, birer acemi stajyere dönüŞüyor o esnada! İlk yarı 2-2 beraberlik ve benzer sıkıntılarla bitti. Halil Umut Meler’e ve VAR yönetmenlerine ‘helal olsun’ demezsem olmaz. Onyekuru çok çalıştı 52 ve 69’da attığı gollerle de, 3 puanı perçinledi. Top Belhanda’nın ayağında jazz ritminde, harikulade bir melodiye dönüşüyor diyorum. Feghouli de kendine geldi harbi. Söylemiştim ‘Galatasaray rakiplerinden kalite ve futbol becerileri olarak çok ileri. Ehhh zor günler de tüm hasara rağmen, geçti gitti! Şimdi Stendhal sendromunu tedavi ve 22. şampiyonluğa devam dönemi... Haydi Aslanlar el ele, kalp kalbe, dirençle hedefe yürümeli!
Haberin Devamı ›
Gecenin sorusu
Eyyy Galatasaray doğruları adına kellesini koyan canlara, cellat olmaya çalışan bir kısım çıkar hamili ahali! Şu onurlu duruş direniş ve çaba, seni utandırmadı değil mi?
Haberin Devamı ›
Maçın starı
Onyekuru ve Robinho tabii...
Maçın olayı
Halil Umut Meler şahane bir müsabaka yöneterek; öküz altında buzağı arayan kötü niyetlilere ve hakemlik müessesesini yerle bir etmek isteyen hainlik hamillerine ‘doğru her daim kazanır’ mesajını, bir kez daha vermiştir.
Kısa mesaj
Mesajı gündüz kazanılan zaferde, basketbolcu Göksenin evlat verdi; ‘Haydi Galatasaray sadece gök değil, gün de senin’ dedi... Kutlu olsun...