MENÜ

Salih'i bırakmayın

Abone Ol Google News
Haberin Devamı

Aklıma takıldı, bu yüzden soruyorum:
Roma, Salih’de bir ‘ışık’ görmese, 11 milyon Euro’ya tapusunu almak ister mi?
Kiralık sürecinde Roma’da istenilen düzeye gelmese, yöneticiler Salih’i kuru bir teşekkürle “Yolun açık olsun” deyip Fener’e geri yollarlardı.
Hatırlayın, Arda Turan Galatasaray’dan 12 milyon Euro’ya Atletico Madrid’e gitmişti. Oradan Barcelona’ya 34 milyon Euro artı 6 milyon Euro bonusu ile birlikte 40 milyon Euro’ya transfer oldu.
Bugün futbol piyasasında değeri herhalde 60 milyon Euro’yu aşmıştır.
Galatasaray’ın Arda’yı geri alma gücü var mı? Elbette yok.
Sarı-Kırmızılılar, “Ah nasıl oldu da Arda’yı bıraktık” diye şu anda herhalde dizlerini dövüyorlardır.
Salih’i iki yıllığına kiraya veren Fener’li yöneticilerin bu yüzden şapkalarını önüne koyup iyice düşünmeleri gerekir.
Bu arada Milan’ın da Salih’le ilgilendiği haberleri ortalıkta dolaşıyor.
İşte bu yüzden, Salih’in yeni futbol sezonunda eski yuvasına dönmesi, gençleştirmenin yanı sıra transfer çalışmalarına başlayan Sarı-Lacivertli yöneticilerin ilk görevi olmalıdır.
Doğru veya eğri bu benim görüşüm.

Gönüllerde yıkamazsın


Geçtiğimiz hafta bu köşede, “Olmadı kaptan” başlıklı yazımda iki yıl aradan sonra Sevilla maçının primlerini konu eden Alex’i eleştirmiştim ve de açıklamasının hiç de şık olmadığını yazmıştım.
Bugün de düşüncem aynı. Ayrıca seyircilerin protesto ettiği bir maçta Başkan Aziz Yıldırım’ın şeref tribününde ayağa kalkarak kendisini alkışlamasını Alex’in hiç unutmaması gerektiği kanısındayım.
Seversin-sevmezsin. Kaptanın gereksiz konuşmalarına tepki koyulması da son derecede normal.
Bu arada Başkan Aziz Yıldırım da eski kaptana hak ettiği en ağır cevabı da verdi.
Ama işin “Heykeli yerinden kaldırılsın” veya “Yıkılsın” şekline dönüşmesi... İşte bu biraz yanlış oluyor gibime geliyor.
Hatırlatmakta fayda var. Birincisi, Galatasaraylılar bugün hâlâ nasıl Hagi ile övünüyorsa, Alex de Fenerliler’in gurur kaynağıdır.
İkincisi, 8 yılda 3 Süper Lig şampiyonluğu, 2 Süper Kupa, 1 Türkiye Kupası’nda imzası olan kaptanın 2 kez de gol kralı olduğu unutulmamalıdır.
Yazıyı şöyle noktalayacağım:
Heykel kaldırılsa da, yıkılsa da Alex sevgisini kalplerden söküp atamazsın. Beyinlerden kazıyamazsın...
Çünkü seveni, sevmeyenden sayıca çok çok üstün.

İnanamıyorum ya

Doğru veya yanlış. Kaçıncı kez yazılıyor, “Van Persie’yi Barcelona istiyor” diye.
Hatta iki günlük izin sırasında Amsterdam’da meneceri Kees Vos ile birlikte Barcelona’lı yöneticilerle bir araya gelmiş.
Ben, Barcelona Kulübü’nün Van Persie’ye teklif yaptığına inanmıyorum.
Geldiği günden bu yana Fenerbahçe’de bile doğru dürüst oynamadı, istenileni veremedi. Bir türlü form tutamadı.
Geçtiğimiz hafta gazetelerde okudum, Hollanda Milli Takımı Teknik Direktörü Danny Blind, “Van Persie’yi niye kadroya almadınız?” şeklinde soru soran gazetecilere, “Van Persie önce Fenerbahçe’de 90 dakika oynasın” cevabını vermiş.
Farzedelim böyle bir teklif aldı. Fenerli yöneticilerin yerinde olsam aldığım fiyata hemen, “Şansın bol olsun” deyip teşekkür ederek uğurlardım.

Trabzon’da neler oluyor?


Önce şunu söyleyeyim:
Yıllar öncesinin Trabzonspor’unu özledim. İddialı bir Trabzonspor’un ligin havasını değiştireceğine her zaman inanmışımdır.
Ancak gel gör ki; Trabzonspor bugün hiç de iyi durumda değil. Şampiyonluk vaadi ile göreve gelmiş İbrahim Hacıosmanoğlu -az kalsın unutuyordum, Fenerbahçe’nin müzesindeki kupayı da getireceğine söz vermişti- o koltuğa oturduğu 26 Mayıs 2013’den bu yana tam 6 teknik direktör değiştirdi.
Tolunay Kafkas, Reşit Akçay, Hami Mandıralı, Vahid Halilhodzic, Ersun Yanal ve son olarak Şota ile yollar bir bir ayrıldı. Yedincisi yolda...
Yani, başarısızlığın sorumlusu olarak hep teknik adamlar ön planda oldu. Her zaman olduğu gibi onları göreve getirenler koltuklarında rahat rahat oturuyor.
Hacıosmanoğlu’nun basın toplantısında, “Karşınıza başkan olarak çıkmıyorum” ile başlayan sözlerine şaşırdım. “O halde hangi sıfatla çıktınız?” diye adama sormazlar mı?
Başkanın Gaziantep maçı sonrası kınanan konuşmaları... Kadınlar hakkındaki sözlerinden sonra hatasını anlayıp özür dilemesi... Şu andaki cezalı durumu... Bunlar hep eksileri.
Son sözüm şu;
Arkadaş, ben Mehmet Ali Yılmaz’ların, Şamil Ekinci’lerin, Faruk Özak’ların, Sadri Şener’lerin, Özkan Sümer’lerin, Atay Aktuğ’ların Trabzonspor’unu arıyorum...

YORUM YAZ