MENÜ

Baroni Kınalı'yı salladı

Abone Ol Google News
Haberin Devamı

Cristian Baroni son dakikada penaltıdan beraberlik golünü atınca masa sandalye ne varsa üzerine çıkıp etrafı nasıl inlettiklerini gördüm. O kadar ilginç şeyler söylediler ki. İşte onlardan bir demet:
- Bu Meireles ne iş yapar Allah aşkına, Selçuk nerede?
- Alper kardeş o topu pas vereceğine kaleye atsaydın ya...
- Kuyt nasıl? Karakter olarak iyi çocuk.
- Bu Volkan panter mi ne, olmasa yanmıştık.
- Yapma be Emre, şimdi kırmızıyı yiyeceksin.
- Bak devre bitti gol atamadık. Değişen bir şey yok. Aykut’un günahı neydi be kardeşim. Maç 1-1 bittikten sonra da hepsinin görüşleri aynıydı. Sow ile Webo mutlaka yanyana oynamalı. Baroni takımın banko adamı olmalı. Kadlec’in hamuru iyi biraz zamana ihtiyacı var. Alves’i gözümüz tuttu. Bizler takımın son 30 dakikadaki gibi enerjik ve hırslı olmasını istiyoruz. İlk 60 dakikayı hatırlamak bile istemiyoruz. Tur öyle sanıldığı gibi çantada keklik değil.

Yazıklar olsun

Fenerbahçe Yüksek Divan Kurulu’nun toplantısına ve iftar yemeğine gitmeyi kafama koymuştum. Aniden işim çıktı. Gazetelerde boğazı sıkılan ve sonra yere düşen Ogün Altıparmak’ın fotoğraflarını görünce kanım dondu. “İyi ki gitmemişim” dedim. O boğazı sıkılan adam Fenerbahçe forması altında oynadığı futbolla sembol olmuştu. Milli takımda gurur kaynağımızdı. Fenerbahçeliliği tartışılmayacak ender futbolculardan biriydi. Ona el kaldıran kişi veya kişiler her kimse-adını yazmak dahi istemiyorum- ayıp ettiler. Herhalde o fotoğrafları görünce pişman olmuşlardır. Fenerbahçe Yüksek Divan Kurulu’nda böylesine bir olayın yaşanması çok büyük bir talihsizliktir. Sanırım Yüksel Günay bu konuda nasıl bir yaptırımda bulunacağını açıklayacaktır.

Alex şaşırtıyor

Alex gitti ama Türk basınında her gün Coritiba’da attığı goller, yaptığı asistler var. Eski takım arkadaşları ile sevenlerine yolladığı ‘twettlerle hep gündemde. Geçenlerde yaptığı bir açıklama ile ortalığı gerdi. Güya Aziz Yıldırım’ın odasında Aykut Kocaman ile buluşmuşlar. Başkanın uzlaştırıcı bir tavır sergileyeceğini düşünürken Aykut Kocaman kendisine “Fenerbahçe’de devam etmek istiyorsan PAF takımınla idmana çıkmalısın” demiş. Bunu duyunca çok sinirlenmiş, delirmiş Alex... Fener’de heykelin dikildi. Brezilya’ya giderken arkandan gözyaşları döküldü. Maçlarda hâlâ sevgi ile anılıyorsun. Aradan bunca zaman geçmiş neden böyle konuşuyorsun, anlamak mümkün değil. Alex sen her zaman kalbimizdesin, sevildiğini bil. Farzedelim Aykut hoca ile aranda böyle bir konuşma oldu. Birlik-beraberliğe ihtiyaç duyulduğu şu günlerde bu çıkışın hiç de şık olmadı.

İyiki torpilin yokmuş

Ali Naci Küçük’ün Napoli’de oynayan Gökhan İnler‘le yaptığı röportajı okudum. “Torpilin yoksa işin zor” demiş... Fenerbahçe, Galatasaray ve daha sonra da Beşiktaş ile yaptığı konuşmaları anlatmış. Bu, bizde beğenilmeyen Gökhan, Udinese’den Napoli’ye 15 milyon Euro’ya gitmişti. Hatırlayın sezon başında Ünal Aysal, Gökhan’ı Galatasaray’a getirmek için çaba göstermişti ve İtalyanlar’dan “Hayır” yanıtını almıştı. Gökhan’a bir çift sözüm var: İyi ki torpilin yokmuş. Olsaydı futbol hayatın çoktan biterdi.

İnönü’nün adını kaldırmayın

Beşiktaş Başkanı Fikret Orman, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nu ziyaret etmiş. Genel Başkan, “Çarşı yaratıcılığı ve duyarlılığı ile topluma örnek oldu. Eylemler sırasındaki rolleri ile büyük sempati topladı” demiş. Oysa ben bu ziyaret sırasında Kılıçdaroğlu’nun Orman’dan, “İnönü’nün adının yeni yapılacak stadyumdan çıkarılmamasını isteyeceğini sanmıştım. Bir açıklama olmadığına göre demek ki konuşulmamış. Ancak Orman, gazetelerin ekonomi müdürlerine verdiği yemekte yeni stadın adı ile ilgili ”İnönü olmayacak diyemem” ifadesini kullanmış. Sonra da ilk tercihlerinin, “Vodafone Arena“ olduğunu söylemiş. Sponsor firmanın adı elbette stada verilecek ama İnönü’nün adını da sakın unutmayın. “Vodafone İnönü” daha güzel olur gibime geliyor...

YORUM YAZ