MENÜ

Pas oyunu nedir, ne değildir?(2)

Abone Ol Google News

Guardiola, La Masia’dan yetişen altyapı oyuncularından iki şey istiyordu; oyun felsefesi ve disiplin. Herkese eksiksiz bir bağlılığı da şart koşuyordu. Her oyuncuya ideal kilosunu koruması bakımından ödünsüz direktifler verdi. Buna uymayanlara verilecek cezalar da anlatıldı. Antrenmanlara ya da toplantılara geç gelen oyuncular 500’er Euro ceza ödemek zorundaydı. Bütün yeteneğine karşın, sık sık geç kalan Alyaksandr Hleb takımdan gönderildi. Takım birliğini bozduğu düşünülen Ronaldinho satıldı. Daha sonra uyum gösteremeyen Samuel Eyo’o ve Zlatan İbrahimovic piyasa değerlerinin çok altında ücretlerle takımdan gönderildi.

Haberin Devamı

Xavi o günleri şöyle anlatıyor: “Artık küçük ayrıntılar çok büyük önem taşıyor ve psikolojik açıdan Pep’in yönetiminde bir yüksek lisans yapıyoruz. Her şey kontrol ediliyor ve çok iyi hazırlanıyor. Strateji, taktik ve rakiplerin bize karşı nasıl oynayacağı konularına çok kafa patlatıyoruz.”

Victor Valdez, Carles Puyol, Gerard Pique, Sergio Busqets ve Xavi, hepsi La Masia’dan çıkmış Katalan oyunculardı. Pedro, Messi, Andreas İniesta ve Tiago Alcantera ise özel olarak izlenip çok genç yaşta transfer edilmişti. Guardiola ve onun yerine gelen Tito Vilanova’da dahil olmak üzere teknik heyetin çoğu da La Masia’nın ürünüydü.

Haberin Devamı

Bütün bu altyapı ürünü oyuncular Barcelona okulunun temel felsefesi olan ver-kaçlı oyunun erdemlerini çok küçük yaşlarda öğreniyorlardı. Diğer takımlar Barcelona’yı taklit etmeye çalışıyorlar, şu sıra bizim büyük takımlar da onların kötü bir taklidini yapmaya çalışıyorlar ama unuttukları bir şey var: Guardiola’nın Barca’sı Avrupa’daki rakiplerinden bile otuz yıl öndeyken bizim pas oyunu peşinde koşan hocalarımız ve takımlarımız ne kadar geridedir? Topa yüzde 70-80 oranında sahip olup da rakiplerine yenilen takımlarımız pas oyunu konusunda şapkalarını önüne koyup düşünmeleri gerekmez mi? Pas oyununu ve felsefesini yerleştirebilmek için bir kalemde dünyanın en iyi üç oyuncusunu takımdan uzaklaştıran Barca’nın yanında Beşiktaş’ı düşünün. Asla pas oyunu oynayamayacak olan Quaresma’yı iki yılda ancak gönderebildiler.

Pas oyunu nedir, ne değildir? Pas oyunu oynamak takım olarak farkındalık ister. Farklı niteliklere sahip tüm oyuncular istisnasız sahadaki görevlerinin farkında olmak zorundadır. Bu görevlerin tümünü uygulayabilecek taktik disipline uymak da olmazsa olmazdır.

Barcelona okulunun felsefesi özünde basitti: Futbol dünyasında sadece bir sır vardır; top ya bizdedir ya da değildir. Topa sahip değilsek onu geri almak zorundayız. Çünkü ona ihtiyacımız vardır. Bu eylemi de beş saniye içerisinde gerçekleştirmek zorundayız. Barcelona okulu, top onlara gelmeden etrafını görmeyi, çevresinde kimlerin olduğunu görmeyi, saniyenin onda biri kadar sürede bir kesme vuruşla ya da bir yumuşak pasla topun dolaşımını sağlamayı öğretir. Okuldaki eğitimin temel noktalarından biri de şudur: Eskisinden daha yoğun şekilde, topsuz alan hareketliliği ile rakip forvetleri kontrol altına alacak savunma oyuncularının, daha pas ayaktan çıkmadan tuzağa düşürecek kadar iyi bir teknikle alan yaratmak ve bu alandan yararlanmak…

Haberin Devamı

Tiki taka’nın hücumdaki ana fikri hep pozisyonu doğru korumak, her zaman olmanız gereken yerde olmaktır. Dinamizm ve hareketlilik olacak ama yeri boşalan birisinin yeri bir başkası tarafından doldurulacaktır. Böyle olunca top kaybedildiğinde bile rakibin karşı atak yapması zorlaşacaktır. Diziliş bozulmadan hücum yapılırsa top yitirildiğinde, topu alan rakip oyuncuyu durdurmak da kolaylaşır.

Bizim takımların ve hocaların sorunları da bu noktadan başlıyor. Pas oyunu konusunda anlamlı bir temel eğitimi olmayan oyunculara tiki taka’nın kötü bir taklidini yaptırmaya çalışınca, yitirilen toplar ya kalenizde gol pozisyonu oluyor ya da gol ile sonuçlanıyor. Yaklaşık yüzde seksen oranında topa sahip olup da maçı kaybetmek sorunun nerede olduğunu gösteriyor zaten. Futbol gerçekçi bir oyundur, hataların üstü örtülemez…

YORUM YAZ