MENÜ

İki farklı Fener!

Abone Ol Google News
Haberin Devamı

Sarı-Lacivertliler, ilk devrenin aksine ikinci yarıdaki maçlarda tam anlamıyla zıt bir karakter ortaya koyuyor. 10 puanlık fark, müthiş bir pozisyon yüzdesiyle gelmişti. Yine pozisyon var ama, bu kez takımda bir güvensizlik söz konusu.

Fenerbahçe’nin ligin ilk yarısındaki deplasman karakteriyle ikinci yarıdaki tam anlamıyla zıt. İlk yarıda 10 puanlık farkı getiren müthiş bir pozisyon yüzdesiyle bulunan gollerdi. Az ama öz, önünde sonunda girilen pozisyonlarda gol bulunuyordu. Dün ise tıpkı Sivas maçında kırmızı kart öncesinde olduğu ya da Es-Es maçının genelindeki gibi bol pozisyon vardı. Özellikle de maçın başında. Ancak belirgin bir şekilde görünen güvensizlik bir tek ‘zıpkın’ şut çıkartmadı Fenerbahçeli oyunculara. Çok net pozisyonlarda çok yumuşak etkisiz vuruşlar vardı. Ivesa’yı çalıştırdılar. 20. dakikadan itibaren bu güvensizlik, zamanında ve doğru vuruşlar yapamamanın da törpülemesiyle savunma orta saha mesafesi açılmaya başladı.

Bilica çok daha iyiydi

Tello komutasındaki Elazığ orta sahası Onur ve Deniz’i çok iyi kaçırmaya başladı. Ne ilginçtir ki Bilica, Tello’nun yardımcısıydı ve oyunun kurulumu konusunda misal Baroni’den çok daha iyi bir performans gösteriyordu. Fenerbahçe, oyunu dengelendikten sonra da tekil poziyonlara girdi fakat yapamadı. Baroni’nin karşı karşıyada kaçırdığı gibi. Bunlarla düşen moral Elazığ’da tam karşılığını buldu. Tamamen oyunu ele aldılar.

Bir nevi Dany

Egemen ve ‘formsuz’ Alves’in yokluğunda Fenerbahçe savunmasının uyumsuzluğu akıl almaz boyutlardaydı. Topal’ın bir nevi asistiyle Onur’un attığı golde Bekir’in anlamsız yatışına bakmak lazım... Dany’nin Veysel’i düşürdüğüyle aynı. Onur penaltıyı almaktansa çok iyi bir çalımla geçip, karşısında sol ayak dezavantajıyla ‘Alves tarzı’ dikilen Kadlec’in sağından köşeye harika vurdu. Golde ustalık Fenerbahçe savunmasında ise akıl almaz bir hamlık vardı.

Volkan tuttu...

İki yıldır bu köşede sık sık Volkan’ı eleştirdiğimi okuyorsunuz. Kendi standandarının çok uzağında çünkü. Ancak dün Fenerbahçe adına ouyunu tutan oydu. Şahen 3 kurtarışı var. Net goleri engelledi.. Ve bu kurtarışlar özellikle kırmızı kart sonrası takımın içine düştüğü panik ve sinir halinden çıkmasında rol oynadı. Hala yan toplarda güven vermiyor eskisi gibi. Dün ise çizgi üzerinden topu çıkaran Gökhan Gönül’ün de desteğiyle de olsa maçı tutan oydu.

Yapmayacaksın!

Cristian Baroni’nin atılmasında geçen hafta Alves’e çıkmayan kırmızının etkisi yüzde 100... O kart çıksa bu çıkmazdı, ya da o poziyon olmasa. İnsan bacağının üstüne yatan birine istese vuramaz. O eylem itmek olur. İtmek de kırmızı kart olmaz. Ancak ne olursa olsun bir büyük takım oyuncusu bu kadar kritik tartışmaların ortasında bu kadar düşünmeden hareket etmez. Baroni olmuyor.

Salih ne zaman?

Eğer rakipte Bilica dahi sizin orta sahanızdan daha etkili top kullanıyorsa Salih oynar. Eğer bu halde dahi oynayamıyorsa Salih gider, gitmeli. Bu genç adamın neden bu takımda yer almadığının açıklanması gerekiyor. Hata ondaysa açıklanmalı. Geçen yıl seyrettiğimiz o yetenek bu takımın orta sahasaında süre alır. Almazsa, Roma 8 milyon Euro verdi. Neden bırakılmadı.

YORUM YAZ