Arama

Popüler aramalar

‘’İnanılmaz dönüşüm‘’

İlk yarıda Nakoulma’nın Sabri-Semih arasına yaptığı çok etkili sızmaların Galatasaray’ın başını ağrıtmamasının tek sebebi Muslera’nın yarattığı hiç de nedensiz olmayan korku ve tabii akıllara zarar performansı. Aynı şekilde Pedriel’in de Telles-Hakan arasına kaçışları benzer bir sonuç yarattı.

Hamza hocanın sihirbazlık sınıfına girebilecek Yasin dokunuşuyla gelen gol işi değiştirdi tabii. Messi’nin geçen hafta Boateng’e yaptığına benzer felç edici bir çalımla Servet’i dondurup oyunun stratejisini değiştirdi.

Galatasaray gol aramaktan vazgeçip 2 ağır MİY stoperinin büyüsünün de etkisiyle kontraya yattı. 4-1-4-1’le kendi sahalarına yerleştiler. Nakoulma ve Pedriel koşu kanallarına çıkmayarak tıkadılar ama bu yerleşimden kontra da üretemediler.

Viraj geçildi

Rıza hoca direkt oyuna geçmek için Futacs’ı oyuna alırken Halili’yi çıkarınca Galatasaray’ın orta sahası bir fazla oyuncuyla çıkmaya başladı. Bunun etkisi kompakt oyunun bozulması oldu. Nakoulma rahatlayıp alan buldu. Rıza hoca Tita’yı da oyuna sürünce top iki kutu arasında gidip gelmeye başladı. Ancak pozisyon üretemediler. İki takım da...

Mersin açısında problem uzun toplarda Futacs’ı pivot olarak bir türlü kullanamayışıydı. Galatasaray’ın da durumu çok farklı değildi doğrusu. Burak bayağı düşüktü.

Bundan dört hafta önce bana ‘Galatasaray bundan sonraki 4’ün 3’ünde sadece bir gol atacak’ deseniz, ‘Şampiyon Beşiktaş mı Fenerbahçe mi oluyor?’ diye sorardım. O savunma ve bu kanatlarla hücum 2’den az atmadan maç kazanması olanaksızdı çünkü. Ama Hamza hoca ve öğrencileri olağanüstü bir dönüşüm gerçekleştirdiler. Ve dün en önemli virajı geçtiler.

13 Mayıs 2015, Çarşamba 02:30
YAZININ DEVAMI

‘’Fırtına Arena'da değil, Mersin'de kopar‘’

Aslan'ın kozu Muslera!

Her ne kadar Sadiku’nun sakatlığı savunma kurgusunu etkileyecek olsa da Mersin İdmanyurdu’nun Galatasaray ve Fenerbahçe’ye sorun çıkarabileceğini düşünüyorum. Ligin kilit maçları Fenerbahçe-Başakşehir ve Galatasaray-Beşiktaş maçlarından önce bu oyunlar olabilir. Galatasaray son 3 haftada gol yemedi. Ancak rakiplerin hücum performanslarını değerlendirmeden bundan sonuç çıkarmak pek doğru olmayabilir. Hâlâ savunma açıkları üst seviyede. Fakat başlı başına bir savunma olan Muslera’nın varlığı dahi rakip forvetleri ürkütüyor. Galatasaray’ın hücumda yüzdesi düşmüşken en büyük avantajı
Uruguaylı. Mersin ve Gençler’i geçerse Galatasaray yolun çoğunu geçmiş olur.

Rakipler psikoloji bozar

Beşiktaş’ın son maçı oynayacak olması büyük bir dezavantaj. Rakipler kazanırsa psikolojik olarak uyum sağlamak zor olabilir. Akhisar, Galatasaray’a karşı olduğu gibi santrforsuz oynarsa teknik açıdan sorun yaşanmaz ama böyle olmayacağını biliyoruz. Konyaspor’un oyun anlayışı Aykut Kocaman’ın başta uygulattığından oldukça farklı. Artık pastan ziyade sıkı savunma ve direkt oyunla skor arıyorlar. Kilit oyun Akhisar maçı. Eğer bu maçı kazanırlarsa Mersin’in performansıyla oyuna dönebilirler. Bu yarışın bu hafta içinde büyük oranda çözüleceğini düşünüyorum. Mersin tahminim tutarsa Beşiktaş öne geçer. Aksi takdirde son maçı oynamak işlerini zorlaştırır.

Erciyes'e sıfır ihtimal

Fenerbahçe için olmazsa olmaz topa sahip olmak. Raul, Emre, Topal, Caner ve Gökhan’ı bir de Alper’le desteklediği anda Sarı-Lacivertliler’in maç kaybetme olasılığı sıfıra yakın. Erciyes maçında bir kaza olacağını düşünmüyorum ama tıpkı Galatasaray’a olduğu gibi Mersin takımı ve sıcağı Fenerbahçe’ye de sorun yaşatabilir. Emenike’nin sahada olmasının reel bir teknik karşılığı yok. Yedek kulübesini bile
hak etmediğini düşünüyorum. Onun dalgın oyunundan daha iyisini verecek genç takımda bile oyuncusu var Sarı-Lacivertliler’in. Webo’yla başladığı sürece orta sahasını hücuma yakın tutar ve açık vermesi zorlaşır.

12 Mayıs 2015, Salı 02:30
YAZININ DEVAMI

‘’En iyisi kazanamadı‘’

Gaziantepspor’un attığı golün anlattığı şeyler var. Serdar’ın durumu, normal şartlarda büyük takım oyuncusu için faul. Serdar da ona oynuyor. ‘Çal faulü bitsin’ diyor hakeme. Normal şartlarda çalması lazım ancak hakemin standart hakem olması tutuyor. Gaziantep-Gençler maçını yönetir gibi. Devam diyor. Antep çıkıyor. Golü atıyor.

O ana kadar maça hiçbir ortaklığı olmayan, erken ve Sosa’nın usta ve bezdirici golüyle erkenden yenik duruma düşen Antep savunma açısından diriliyor.

Beşiktaş’ın tüm santrforlarını, tüm hücuma dönük orta sahalarını sahaya sürmesi de Gaziantep’in çıkabilmesi için gerekli kanalları bulmasına yardım etmiyor. Hücumda yoklar... Chibuike’nin atılması sonrası bunun için zaten fazla imkan da kalmıyor. Ancak Beşktaşlı oyuncularda panik var. Sosa hakemin barajı saymasına bile tahammülü yok. Arsenal, Tottenham ve Liverpool deplasmanlarında dahi sakin kalan takım, Osmanlı Stadı’nda eksik ve çıkacak hali olmayan Antep karşısında dahi panikliyor. Çünkü kaybedecekleri büyük bu kez. Sosa’nın bu haykırışı da buna aslında. Gereksiz paniğe...

Sükuneti sağlayamıyorsa...

Bilic’in oyuncu, tatkik, diziliş ve strateji anlamında yaptığı hiçbir şeye itiraz edilemez. Ama Sosa’nın işaret ettiği bu paniğe çare bulamıyor. Gökhan’la, Sosa’yla, Ba’yla, Tolgay’la, Olcay’la pozisyonlara giriyorlar ama sakin olamıyorlar bir türlü. Gerçekten hiçbir itirazım yok Bilic’in tercihlerine, hepsi doğruydu. Ama o sükuneti sağlayamıyorsa, ne yapsan boş.

Bilic’in derbileri kazanamayışının nedeni de belki bu.

En iyisini onlar oynuyor. Ama olmuyor.

11 Mayıs 2015, Pazartesi 02:30
YAZININ DEVAMI

‘’Mezardan çıktılar‘’

İlk yarı performansı Batuhan’ın kariyer oyunlarından biriydi. 8’de Mehdi’nin attığı egzantrik gol öncesi topu Bekir’den söküp 40 metre sürdüğü top onun yazılımında olan bir şey değil aslında. Bekir’i sahadan silince İsmail Kartal onu tutma görevini Egemen’e verdi. Ancak o da başarılı olamadı. Tabi ona bu imkanı veren Fenerbahçe oyununu da tartışmak lazım. Diego ve Emenike’ye bir pozisyon bulmak için son yılların en dengesiz takımını sahaya sürmüştü Kartal. Emenike sağ kanadı tutmak yerine Sow’un yanına gitti. Diego doğal olarak santrfor arkasına yaklaştı. Topal stoperlerle kalıp takımdan kopmanın yarattığı tehlikeyi kapatmak için hattı çıkarmaya çalışsa da koptular. Sivas da özellikle Aatif’in organizatörlüğünde oyuna orta sahada hakim oldu. Buna Emre’nin 3. bölgede kaptırdığı toplar, Gökhan’ın sürekli bindirmelerine rağmen bir tek isabetli pasa/orta yapamayışını ekleyin. Bunun sebebi daha çok Sow ve Emenike’nin orta karşılama konusunda pivot özelliklerinin çok az oluşuydu. Sağlaması da Webo girince hemen yapıldı zaten. Böylece oyuna damga vuramadı Fenerbahçe. Cicinho’nun kaleye bakmadan attığı sezonun golü de gelince, oyun iyice hasar gördü. Toplu, organize bir reaksiyon gösteremediler.

10 Mayıs 2015, Pazar 02:30
YAZININ DEVAMI

‘’İnananlar ve inanmayanlar‘’

Aykut Kocaman’ın Sneijder ve Yasin’in koridorlarını kapatan başarılı savunma oyunu, Burak’a da koşu alanı bırakmıyordu. Mehmet Güven’in organizatörlüğündeki Konya orta sahası savunma yönünde geri dörtlüsüyle mükemmel bir bütünlük gösterdi. Bunun yanında pasla çok iyi çıktılar. Zaman zaman Hasan Kabze’ye uzun atıp onun Djalma, Kenan ve Mahlangu’ya top indirmesiyle topu rakip alana taşıdılar. Bu, Galatasaray’ın alıştırdığı maç başı baskısını sıfırladı. Sneijder, Burak, Yasin gibi oyuncuların bireysel katkılarını da çok azalttı.

Savunma yönünde çok iyi işleyen Kocaman planı, 2 sebeple eksik kaldı. Birinci Muslera korkusu...

Konyalı hücumcular özellikle de Kenan ve Hasan Kabze’nin Muslera’yı asla geçemeyeceğine olan inancı vuruş kalitesini çok düşürdü, hatta zaman zaman vurmaktan imtina ettiler.

İkincisi ise bazı alanlarda dünya çapında şablonlar üreten Kocaman’ın tıpkı Fenerbahçe’de olduğu gibi kontratak şablonları üretip oturtmayışı. İkinci yarıda Galatasaray topyekün yüklenmeye çalışırken en büyük güvencesi de bu oldu. 3’e 2, 4’e 2 akınlarda Konyalılar orta sahadan iyi çıktı fakat asla ceza sahası içine sağlıklı top sokamadılar.

Galatasaray, Bruma-Emre değişikliğinden sonra daha sağlıklı bir hücum hattına sahip oldu. Her ne kadar organizasyonu oturtamadılarsa da! Melo, Olcan ve Sabri’nin hızlı tıop aktaramayışları özellike Burak ve Sneijder’i baskıya soktu. Ama tehdit olmayınca hep biraz daha kalabalık rakip ceza sahasına gitme özgüveni oluyor. Galatasaray da bu özgüvenle oynadı işte. Konya atamayacağına ne kadar inanıyorsa, ev sahibi de atacağına o kadar inanıyordu.

Maçı 74’te Burak bitiremedi, 10 dakika sonra Selçuk bitirdi.

İnanırsan olma ihimali yüksektir, inanmazsan olmayacağı kesin.

09 Mayıs 2015, Cumartesi 02:30
YAZININ DEVAMI

‘’İdeal kadroyla 15 puan‘’

SiVASSPOR (D): Sivas hem savunma hem de hücumda büyük maç kaldıracak bir yapıda değil. Sergen Yalçın takımını 2 yönlü oynatmak istiyor ama hem savunma hem de hücumda ciddi sorunları var. Fenerbahçe ideale yakın bir kadroyla çıkarsa kazanır.

ERCiYESSPOR: Önemli olan ideal orta sahasıyla sahada olmak. Emre-Raul-Topal üçlüsünün yanında bir de Alper’in driplinglerini eklerseniz Fenerbahçe’nin yenilmesi zor. Ciddi sakatlık sorunları ya da Sivas’ta beklenmedik bir skorun getireceği moral bozukluğu yaşamazsa 3 puan alır.

MERSİN (D): Mersin sıcağı, yaş ortalaması yüksek Fenerbahçe için sıkıntı. Mersin 2 maçta yukarıya yaklaşırsa motivasyonları yüksek olur. Tabii bunun yolu da Galatasaray’ı yenmelerinden geçiyor. Zamanlaması her şartta kötü bir maç. En zoru da olabilir, en kolayı da... Kırılma noktası.

BAŞAKŞEHİR (D): Başakşehir’in yüksek hedefi var. Bu durum, bu seviye hedefi olan tecrübeli takımlar için bir dezavantaj olabilir. Eğer tüm maçlar aynı saatte olursa kulakları diğer maçta oynamayı kaldıramayabilirler. Fenerbahçe’nin en zor maçı gibi görünse de, aynı kanaatte değilim. Fener iddialı olursa bu maçı alır.

KASIMPAŞA: Mevsim değişiminde, kupayla birlikte yoğun ve stresli bir dönem geçecek. Hemen her önemli oyuncunun sakatlığa yakınlığı var. Caner, Emre, Raul, Alper, Gökhan, Egemen sakatlıktan çıktılar ya da yanında dolaşıyorlar. Tam kadro olursa Fenerbahçe 15 puanı alır. Kasımpaşa’nın savunma zaafları da böyle bir maçı kaldırmaya yetmez.

07 Mayıs 2015, Perşembe 02:30
YAZININ DEVAMI

‘’Zoru kolay yaptılar‘’

Galatasaray’ın zaafı savunmasında ve ön stoperinde. Chedjou ve Melo varken dahi. Oyunu orada değil, geride oynamak isterseniz Galatasaray canınızı yakar. Roberto Carlos bunu yaptı.

1- Önde baskı yapmayarak Galatasaray’ın arkada alan bırakmasını istedi.
2- Santrfor yerine Lualua’yı yem olarak oynatarak bir çeşit sahte 9 icat etti. Bu kadar top kaybeden bir oyuncu için ilginç bir tercihti bu.
3-Bruno ve Güray’ı Bilal ve Lualua’nın paslarıyla stoper-bek aralarına kaçırmak istedi. Halbuki Bruno’yu aynı kadro içinde merkez santrfor olarak dahil etse daha iyi bir plan olabilirdi.
4- Arkada top yapan Merter yerine kesici Zokora’yı tercih edince geçiş yavaş oldu. Custodio’yu ileri de sürmedi. Tandem tuttu.
5-Dolayısıyla Galatasaray’ı kendi yarı sahasına özellikle 20’den sonra buyur etti.

Çok ağır ve yana oynayınca misal Emre’den kaynaklanabilecek geri dönüş sorunlarından yararlanamadılar. Aksine Selçuk ve Emre bu duruma mükemmel bir reaksiyon verip oyun merkezini ileri taşıdı. Sneijder onlardan kopmadı ama Zokora’dan sürekli faul aldı. Burak da gol bölgesinde stoperlerle başbaşa kaldı. Bu denklemde doğal olarak Muslera tutar, Burak da atar.

Akhisar ağır top çevirince...

Carlos’u ancak geçen haftakine benzer bir vuruş krizi kurtabilirdi. Fakat Burak’ın üst üste böyle bir kuraklık yaşaması da fazla iyimserlik olurdu. 2. yarıda Vaz Te oyuna girene kadar, Galatasaray bir bütün olarak topun arkasına çok iyi geçti. Akhisar çok ağır top çevirince Bilal’in çok uzak şutları dışında bir şey bulamadılar. Vaz Te, arkasından da Mehmet Akyüz’ün oyuna girişi de can havliyle yapılmış ‘tüm hücumcuları sahaya sür’ paniğinden başka bir şey değil. Galatasaray kontrolü hiç kaybetmeden ama vites de artırmadan çok rahat kazandı.

05 Mayıs 2015, Salı 02:30
YAZININ DEVAMI

‘’Virajı döndü‘’

Bilic’i, Mustafa’yı tek başına santrfor oynatması konusunda eleştirebiliriz. Çünkü, tek başına dünyasız ay gibi kalıyor. Ne orta sahanın ipini bağlayabilecek bir oyuncu oluyor, ne de Mustafa’nın pozisyonunu ona göre alacağı bir hedef. Demba Ba öncesi Pektemek’in performansına bakın bir de Ba girdikten sonra... Eğer Ba’sız bir tek santrfor tercihi olacaksa bu Cenk olmalı. Ersun Yanal konusu ise başlı başına bir tartışma konusu. Sefa, Waris, Yusuf gibi bir hızlı üçlü ihtimali eldeyken Erkan’la, Özer’e iki kanadı vermeyi anlayamıyorum.

Dinamik ekip düşünülmedi

Önde de ofsatytı hiç ayarlayamayan Deniz. Hoca neyi düşünüyor onu da merak ediyorum doğrusu. Fatih, Ekici ve Özer’le bir, merkez 3’lü yapıp, önlerine bu hızlı dinamik ekibi koymak neden düşünülmez. Waris olmuyorsa Cardozo yine girer. Bu tabloda doğal olarak 35’te Sivok’un kafası ve dönüşünde Özer’in üstten şutu dışında üretim olmadı. Birbirlerini kolladılar çok fazla hazırlık pası yaptılar. Mustafa tercihi nedeniyle Olcay ve Gökhan kaleye uzak kaldı. Bir tek Sosa arandı.

Sağ kanat da boşaldı

58’de Demba Ba’nın girer girmez ekseni etrafında dönerek attığı mükemmel gol, Beşiktaş’ın 2. yarıda sağ kanattan geliştirdiği ikinci tehlikeli akın. Yusuf’un sol bekte hücum öncelikli oyunu burayı Beşiktaş’a belli oranda açtı. Önde geri gelemeyen Erkan varken, arkada Yusuf’un işi tabii ki zordu. Sonrasında Yanal, Bosingwa’nın sakatlığını fark etmeyip değişiklik haklarını bitirince sağ kanat da boşaldı. Bu şartlarda Trabzonspor’un maçı çevirmesi olanaksızdı.

04 Mayıs 2015, Pazartesi 02:30
YAZININ DEVAMI