Arama

Popüler aramalar

‘’Rüya gibi‘’

Beşiktaş’ın oyuna başlangıcı rüya gibi. Tosic ve Beck’in de çizgiden hücuma destek verdiği çok pas istasyonlu ve çok yetenekli bir ekiple bindirdikçe bindirdiler. 5. dakikada 4 net pozisyonları vardı. Bu oyunun temelinde Şenol Güneş imzayı attığında yılın transferi O olabilir dediğim Oğuzhan var. Başından beri olması gerektiği gibi çok basit, sakin ve etkili oynadı. Zaten benim açımdan, ‘’Bu sene kim şampiyon olacak?’’ sorusundan daha önemlisi, ‘’Wenger’in yapamadığını Şenol Güneş yapıp dünya klasında bir hücum organizatörü yaratabilecek mi?’’ olacak...

Şimdiden adayıdır

Oğuzhan’a Olcay, Töre ve Quaresma’nın direkt oyun öncelikli pas trafiği zihniyeti eşlik edince Beşiktaş’ın her çıkışı MİY için içinden çıkılmaz bir belaya dönüştü. Çok rahat, hızlı ve etkili indiler rakip kaleye. Tabi bu direkt oyunun doğal sıkıntıları da olacaktı. Mersin 20’den sonra pasla hızlı çıkmaya başlayınca savunmanın önünü Atiba’dan başka tutan olmadığı ortaya çıktı ve ev sahibi orta sahada rahat pas kaynakları buldu. Golden önce de Oktay ve Khalili hiçbir baskı yemeden Welliton ve Nakoulma’yı savunma arkasına kaçırdılar. Golde dikkatinizi çekmiştir. Khalili’yi herkes, başta da Oğuzhan seyrediyor. Böyle bir havuz varsa stoperlere suç bulunmaz. Rhodolfo ve Ersan’ın doğal reaksiyonu kendileri güvenceye alıp geri kaçmak olunca da oyunun boyu uzadı. Ama savunmada zorluk çekseler ve hücum sıklığı azalsa da etkinlik anlamında bir şey kaybemediler. Öyle ki, 4 oyuncunun direkt katkısı atılan 2. gol şimdiden yılın en güzel golünün kuvvetli adayıdır.

80 dakika üst düzey...

Orta saha boşluğunu Olcay’ın ekstra çabası sonra Q17’nin sakatlanmasıyla Necip’in oyun girişi kapattı. Mehmet’in kırmız kartı ise bitirdi. Oğuzhan rahatladı ve rahatlattı. Olcay, Gökhan ve hat-trickli Cenk’in (5-6 da olabilirdi) ekstra perforsmanlarında Mesut Özilvari oyununun payı yüksek. Aynı şekilde onun yıldızlaşması ise onların sağladığı yapıyla yüceldi. Rüya gibiydi. Güneş’in değişiklikleri sonrasıysa başta Gökhan’ın birçok oyuncunun yorgunluğu başına iş açabilirdi Beşiktaş’ın. Tolga’nın kırmızı kart görmeyişi şansıydı. Fakat 80 dakikadaki üst düzey performans sonrası kuşkusuz bunlar affedilebilir. Hele o dönemde bile gol bulmuşsanız.

17 Ağustos 2015, Pazartesi 02:30
YAZININ DEVAMI

‘’Burak'sız zor‘’

Galatasaray ilk 11’de Burak olmayınca tehditkar bir takım olamıyor. Bu şekilde rakibi psikolojikolarak etkilemeleri zor. Bu, deplasman maçlarında daha da belirginleşiyor. Savunma çizgisi daha rahat bir şekilde ileri çekiliyor, orta saha savunmaya destek vermektense dengeli bir yerleşime geçiyor vs. Çünkü Burak cüretkar... Kimseyi tanımıyor.

O tehdit ediyor, rakip tedirgin oluyor. Bu yönüyle özel...

Selçuk ezbere biliyor

Onun çok geç kazandığı ama tam özümsediği bir özellik bu. Zaten 21 yaşında bu kafaya gelse dünya çapındaydı. Tabii buna geç de olsa uyanmasında bir başka oyuncunun imzası var. Onun dilinden çok iyi anlayan bir orta saha beyni Selçuk.

Açık açık konuşalım. Bir başka takım daha var Galatasaray’dan içeri... Selçuk’un topu ayağına aldığı andan itibaren ne yapacağını kendi belleği kadar ezberlemiş bir Burak var. Ve aynı şekilde, tam tersi.
Bu olmayınca rakip savunma ve asıl önemlisi orta saha rahat ediyor.

Dün ilk yarıda Adem ve Hakan Özmert’in ağırlıklı olarak Aatıf’ın arkasını doldurup, onunla Mehdi’nin hücuma katkılarını Burhan’la birlikte harika destekleyişleri eğer bir hezimete yol açmadıysa Sivas’ın gerçek bir santrfor oynatmak yerine Batuhan’a görev verişinden ve Chedjou’nun kesiciliğindendi.

Hamza hoca açıklamalı

Aatıf’ın liderliğinde oyun olarak ezici ancak skoru Muslera’nın Galatasaray’a geldiğinden buyana unuttuğu sakarlığıyla gelen gol dışında üretemediler.

Ancak Sneijder’siz dahi olsa Burak’ın girişi sonrası iş değişti. Hamza Hoca maç öncesi anlattığı gibi defansif eksikliği kapatmak için Burak’ı kesmiş olamaz. Çünkü Burak defans ve orta saha merkezini savunmada tutarak rakibi eksiltiyor. Bunu Hamza Hoca bilmiyor olamaz.

O zaman Hamza Hoca daha akla yatkın bir bir açıklama yapmalı. Çünkü bu ölümcül olmasa da anlaşılmaz, büyük bir hamle.

Peki hata mı, bilerek mi yapıldı?

Anlatmak lazım...

16 Ağustos 2015, Pazar 02:30
YAZININ DEVAMI

‘’Heyecan verici ve riskli‘’

Vitor Pereira bir şablon hocası. Duran toplarda bunu görebiliyorsunuz. Amacına ulaşamadığı için belki dikkat çekmemiş 4 ayrı şablon denediler daha ilk yarıda. Soldan kazanılan bir serbest vuruşu sağa pasla kullanıp solda dizilmiş ekibi hızla sağa çekerek pzoisyon arıyorlar vs. Ama bu kadar değil. Akan oyunda da bunlar çok açık.

Savunmada kapılan topları (Volkan dahil) hızla rakip alan 3. bölgeye yolluyorlar. Pasla çıkmaya alışmış Kadıköy için büyük ezber bozmalar bunlar. Kapanmaya niyetli rakiplere karşı kesin çözüm bu. Hemen, hızlı, 1’den 3. bölgeye atılacak hızlı toplar. Türkiye Ligi’nin ilacı. Kapanma startejisiyle gelmiş herkesin ayarını bozacak plan işte budur.

Yüksek lisansla başlamış

Nani’nin ön libero’dan çapraza sağa kayan bir kulvarda oynaması... Diego’nun tüm topların kralı oluşu. Stoperlerin tandem değil, genelde önlü arkalı oynayarak yarattıkları derinlik...

Düşülen onca ofsayttan anlaşılacağı üzere henüz tam hazmedilmemiş, ezberlenmesi gereken, bu köşede anlatılamayacak kadar çok şablon var. Pereira direkt yüksek lisansla başlamış eğitime. Bu heyecan verici ama kuşkusuz riskli bir değişim. Hele de ‘hep hücum, tam hücum’ stratejisiyle oynuyorsanız.

Çünkü futbolun temeli orta saha. Dün ilk 11’de ideal orta sahasından sadece -yılın transferi- Souza varken böyle bir oyunu hemen oturtmak zor. Ozan bu oyunun temel oyuncusu olabilir. Topal’sız da olması zor. O zaman Diego ne olacak? Bu kadar temel bir görev alan topla en çok oynayan oyuncu dışarıda kalabilir mi? Dün kekemeliğini büyük ölçüde yenmiş ve skora artistik etki yapmışken.

Elenmek mümkün!

Pereira’nın peşine düştüğü plan heyecan verici. Dün sıcağa neme vs’ye rağmen sonuç da aldı. Ancak bunca yetenekli oyuncuya yer bulmaya çalışırken tüm o şablonları oturtmak zaman alacak. Van Persie’yi alkışlarken hiç yabancılık çekmeden işini büyük bir güvenle yapan Fernandao’nun dışarı çıkmasını da kutlamak zorunda kalacak tribünler. İşi keyifli ama zor. Bu arada bu riskli ama meyvesi lezzetli oyunu kuararken Atromitos’a bile elenmek mümkün. Dün ilk 11’de 5 yıllık geleneğe alışmış sadece 2 oyuncu vardı unutulmamalı. Yaşanan değişim her anlamda büyük.

15 Ağustos 2015, Cumartesi 02:30
YAZININ DEVAMI

‘’Adalete güvenmek zor‘’

Bir insanın, birisine ateş etmesi zaten çılgınca. Mehmet Topal’a ateş etmesi, tam bir delilik. Hayatını hayır işlerine adamış, kimseye zarar vermeyen, ezeli rakiplerinin dahi saygıyla davrandığı bir futbolcuya bu saldırıyı yapanın, akli melekelerinden şüphe etmek lazım.

Bu ülkede en ucuz şey insan hayatı. Sigara içmek yasak, alkol satın almak çok zor, ama herkesin cebinde tabanca var. Ahlakı sadece belaltı olarak algılayan garip bir topluma dönüştük. Mehmet Topal’a ve Uygar’a, geçmiş olsun demekten başka yapabileceğimiz bir şey yok. Çünkü malesef, adalet yerini bulacaktır demek de zor. Rize maçı dönüşü, Karadeniz otoyolunda yapılan saldırının failleri bunca zaman geçmesine rağmen ortaya çıkarılmadığı için adalete güvenmek malesef çok zor.

12 Ağustos 2015, Çarşamba 02:30
YAZININ DEVAMI

‘’Bu ne çelişki!‘’

Bursaspor ve Galatasaray’ın şut kalitesi seviyesi ve Muslera’nın direkt skor tabelasını oluşturduğu bir oyun oldu.

Sadece Galatasaray savunma göbeğinin arasına kenardan atılan yüksek toplar dahi dün kupayı kaldırmaları için yeterli olabilirdi. Karşıdan yerden atılan toplarda başarılı olan Hakan, Chedjou ikilisi daha iyi olmaları beklenecek orta ve hava toplarında her seferinde topa uzak kaldılar ancak Bursa’dan çerçeveyi bulan ya da ofsaytta olmayan bir vuruş gelmedi. Bunun anlattığı durum şu. Necid dönse dahi santrfor rotasyonunu zenginleştirmezlerse geçen yılın hücum gücü hayal olur. Galatasaray ise Muslera’ya ve Semih’in sağlığına duacı olur. Bu eksiklik, kuşkusuz Melo’nun geriye verdiği desteğin noksanlığından da kaynaklanıyor.

Sistem işlemedi

Bursa’nın maç başında yaptığı ön alan baskısını Galatasaray 3 pozisyon verdikten sonra orta sahada pas yaparak kırabildi belki ama savunmadaki sıkıntıyı çözemedi. Bir başka eksiklik ise Podolski, Burak ve Yasin gibi tehdit edici oyunculara, Sneijder, Bilal ve Selçuk gibi pasörlere sahip olmasına, skor olarak da öne geçmiş olmasına rağmen baskın yapamayışları oldu. Çok daha fazla ve etkili kontratak şansları yakalamalıydılar. Zaten bu eksiklik Hamzaoğlu’na Sneijder, Burak ve Podolski’yi çıkartma hakkı verdi. Normal şartlarda bu üç oyuncunun oyundan çıkması için, Drogba, Reus ve Mesut’un oyuna girmesi lazım.

Ancak sistem işlemedi işte. Ertuğrul Sağlam ise çaresizdi. Eksik kalan santrfordu, ancak elde olmayınca tüm orta saha ve savunma organizasyonunu değiştirdi. Yetmedi, yetmezdi. İki takım arasındaki şut kalitesi ve Muslera skorboardu belirledi.

Hamzaoğlu tarihi bir üçleme yaptı. Ve takımı çok tartışılmaya devam edecek. Çıldırtıcı bir çelişki...

09 Ağustos 2015, Pazar 02:30
YAZININ DEVAMI

‘’Pereira durdurdu‘’

İkinci yarıda Fenerbahçe tam ritim bulmuş, üst üste net pozisyonlara girerken, saçma sapan şekilde yerdeki rakip oyuncuyla dalaşarak kendisini attırıp frene basan Pereira, herhalde bu yıl ülkenin en çok konuşulacak kişiliklerinden biri olacak.

Shakhtar’ın ilk golünde Alves, ikinci golünde Kjaer’in yaptığı korkunç hatalar da bu yıl konuşulacak başka bir durumun habercisi. Fenerbahçe’nin bir savunma lideri yok. Hem hücuma çıkarken hem savunmda rakibi karşılarken bu durum büyük sorunlara yol açıyor. Hem yerleşim hem hamlede ölümcül hatalar yapıyorlar. Eğer bir lider olsa Şener kendisini çok daha rahat hisseder ve erkenden de Shevcuk’u attırırdı. Ama savunmadaki bu eksiklik birçok kişinin elini kolunu bağlıyor. Oyunu 360 derece görüp, ölçüp hızlı bir şekilde değerlendiren, bunun da ötesinde arkadaşlarına rehberlik eden Souza’nın yanında bir de lider savunmacı olsa iş çok başka olur. Sadece savunma performansı değil, topyekun bir değişim olur. Bunun dışında söylenecekler de var. İkinci yarının başında art arda pozisyonlara girerken eksik kalan garanti bir golcü performansıydı. Van Persie gelince Fernandao için iş zorlaşabilir.

Nani hayal kırıklığı


Diego’nun ilk yarıda yaptığı pas hataları akın sürekliliğini etkiledi ve Fenerbahçe buradan çok kontra yedi. Çok basit, zorlama olmadan bu kadar çok pas hatası yapan bir 10 numara performansı uzun zamandır seyretmemiştim. Asıl hayal kırıklığı ise Nani. Bu dizilişte yerini bulamadı. Topla çok geride buluştu. Final ya da fifinal öncesi pası alamadı. Böyle olunca fark yaratması kolay değil. Toplu oyundan koptu. Ancak özellikle ikinci yarının başındaki oyunda, sadece Sow ve Fernandao biraz daha formda olsa turu getirecek pozisyonları buldular. Pereira bunu bitirdi. Acaba ne düşündü? Yoksa düşünmedi de kendisini mi kaybetti? Her cevap kötü cevap..

06 Ağustos 2015, Perşembe 02:30
YAZININ DEVAMI

‘’Dikkat!‘’

Fenerbahçe 11 yıllık bir son ürün olan Shakhtar’a (aslında Şahtar yazmamız lazım ama dil kurallarını maalesef unuttuk) karşı geçen sene ilk 11’e yerleşmiş sadece 3 oyuncuyla oynayacak. Bir tarafta köklenmiş, Avrupa’da kendisini ispat etmiş bir organizasyon var. Diğer tarafta ise yenilenmeyi bir anda yapmak zorunda kalan, 2 senedir Avrupa’da olamayan Fenerbahçe...

Bu yapıda geçilmesi gereken duvar oldukça yüksek. Ayrıca burada turu geçmek de yetmiyor. Play-off’ta çok daha zor bir rakibin çıkması büyük olasılık.

Asıl hedef lig

Dolayısıyla Fenerbahçe için Şampiyonlar Ligi büyük ve önemli bir hedef ama olmazsa olmaz değil. Böyle köklü bir değişiklikten sonra asıl hedef yıl sonunda şampiyonluktur.
Tabii Fenerbahçe çarşamba günü elenirse yayın haklarından gelecek paradan 7 milyon Euro’nun Galatasaray’a gidecek olması ezeli rakibin transferde elini kuvvetlendireceğinden dolaylı olarak ligi de etkileyecek bir oyun bu.

İlk 30 dakika önemli

Maçın Shaktar’ın baskısıyla başlamasını bekliyorum. Stoperlerle beklerin arasına adam kaçırarak etkili olmayı hedefleyecekler. Fenerbahçe savunmaya çekilmek istemese de maçın bir bölümü bu şekilde geçer. Bu arada dikkat edilmesi gereken, kenarlardan araya kaçacak Taison-Marlos ve/veya Kovalenko’nun çizgiye inişlerinde geriye, penaltı noktası civarına çıkaracağı topların takip edilmesi. Arkadan gelecek Teixeira gibi oyuncuları boşta bırakmamak lazım. Yoksa can yakarlar.

Fenerbahçe oyunu 30 dakika tutabilirse Lucescu’nun oyuncuları denge oyununa geçer ve sorun kalmaz.

Diego hızlı oynamalı

Fenerbahçe’de kilit oyuncular Nani ve Diego. Nani’de yok yok... Driplingi, şutu var. Diego topu çok gevelemeden ayağından çıkarabilirse hiç sorun yok. Nani işi çözer. Gol de bulabilir, Fernandao’yu pozisyona da sokar. Eğer oyun dengede veya Fenerbahçe lehine devam ederse 60’tan sonra Van Persie şovu da seyredebiliriz.

Şans da lazım

Ancak bu güzel ihtimaller Fenerbahçe’yi favori yapmıyor. İlk maçtaki Volkan’ın formuna savunmanın da katkıda bulunması ve şansın da yaver gitmesi lazım. Eğer erken bir geriye düşüş olursa yalpalamamak lazım. Shaktar’ın öne geçince nasıl hızlı hücuma geçtiğini geçtiğimiz yıllardır biliyoruz. Moralsizlik işi bitirir.

Souza, Topal’ın açığını kapatır

Gökhan’ın yokluğu önemli ama Şener’de de yüksek kalite var. Sorun olmaz. Topal’ın olmayışıysa Fenerbahçe’nin en önemli eksiği. Zira Alves’in savunma komutanlığını yapamayışı Topal’ın görevinin önemini artırıyor. Ancak Souza da tekli oyunda onun açığını kapatabilir. Basit ve net oynuyor. Bu sezonun en parlak oyuncularından biri olabilir.

Fred işinin peşi bırakılmamalı


Fenerbahçe’nin Fred konusunda yaptığı itirazın da peşini bırakmaması gerekiyor. Maçta bir oyuncunun dopingli çıkması bir takımı hükmen mağlup yapmaz. Ancak dopingli olduğu, bir testle ortaya konmuş bir oyuncunun bilerek oynatılması başka bir şeydir. İkinci numune incelenmemiş olsa dahi. Bu işin peşinden gitmek şart.

Pereira’nın tarzını sevdim

Portekizli hocanın tarzı, Fenerbahçe’nin genetiğine uygun. Oynattığı oyun net bir 4-4-2 değil. 4-2-4’le 4-2-3-1 arasında giden bir ofansif oyun. Zamanla 4-3-3’e dönecektir. Yoksa Van Persie ve Nani’den tam anlamıyla yararlanamaz. Driplingci bir orta sahası olsa işi daha da kolay olur. Ancak Souza’nın bu konuda dönüşebileceğini düşünüyorum.

Hocayı değerlendirmek için ligin 2. yarısını beklemenin daha doğru olduğu kanaatindeyim. Bu kadar değişmiş bir takım 1 ayda final değerlendirmeye alınmaz.


04 Ağustos 2015, Salı 02:30
YAZININ DEVAMI

‘’‘Resetlenmiş' bir takım için hiç fena değil‘’

Önce şunu söylemek lazım. Fiyat-fayda dengesine bakıldığında Shakhtar, Avrupa’nın zirve takımlarından biri. Porto’yla markalaşmış klasmanın en iyilerinden. Oyun düzeni, saha yerleşimi gibi işin temel öğelerini çok iyi kurmuş, hemen her sene 5 büyük lige oyuncu satan mükemmel bir organizasyon. Her ne kadar bu sene istedikleri transferleri yapamamış olsalar da bizden çok öndeler.

Fenerbahçe’nin yaşadığı zaaf ve sergilediği artıları bu durumu düşünmeden değerlendiremeyiz.

Geçen sene sonunda yapılmasının gerekli olduğunu defalarca yazdığım ‘reset atma’ işini, büyük oranda uygulamış bir Fenerbahçe için önceki akşam oynanan oyun hiç de fena değil.

Diego topla çok oynuyor

Özellikle Nani’nin kattığı kalite ve cüret çok umut vericiydi. Hücumda çalım ya da şut atmaktan çekinmeyen, rakibi rahatsız eden bir performans umuduydu. Daha fazlası da gelecektir.

Diego’nun oyunun merkezine yerleştirildiği açık. Her topu alan onu arıyor. Eksik kalan, onun topla fazla oynaması. Birkaç kez dürtmeden topu ayağından çıkarmıyor. Dolayısıyla oyunun hızı düşüyor. Ancak bu ondan çok, hücum yerleşimi konusunda takımın tam olgunlaşmamasından kaynaklanıyor. Yeterli pas opsiyonu henüz yaratılamıyor. Van Persie, Şener-Gökhan takıma dahil olduktan sonra onun pas çabukluğu artar. Nani daha fazla boşluk bulur.

Fernandao 20 golü geçer

Lucescu, Caner’in ortaları için üst düzey tedbir almıştı. Sow ve Fernandao’nun sık sık üst üste binişleri de durumu zorlaştırdı. Bu çözülmeyecek bir şey değil.

Fernandao’nun yüksek güveni çok çarpıcı. Bu sene 11’deki yerini kaybetmezse 20 golü rahatlıkla aşar. Ayrıca top tutmadaki üstün yüzdesi ve fiziği, iki yönlü orta saha sayısı az olan Fenerbahçe’yi rahatlatacaktır.

Topal bir ön libero değil, bir çapa. Tek başına oynadığında bir dünya yıldızı. Oynayamayacağı takım yok. Çift ön liberoda ise sıradanlaşıyor. Pereira’nın bu durumu mutlak olarak gözetmesi lazım.

Souza için ise çok umutluyum. Oyun bilgisi çok yüksek. Çok basit ve çabuk oynamayı biliyor. Bir ön liberodan fazlası. Ceza sahasına daha çok girebileceği bir görevlendirmede kesin fayda sağlar. Ayrıca çizgide oynamışlığı da var. Pereira ondan çok fazlasını alabilir.

Volkan Demirel rahatlamış

Temel sorun ise savunma göbeğinde. Kjaer bulunabilecek en iyi oyunculardan biriydi. Ancak yanına bir lider lazım. Alves bu oyuncu değil. Son birkaç senede çok dağınık. Oraya bir patron bulunursa Kjaer’in performansı ikiye katlanır. Aksi taktirde Danimarkalı’nın dönüşmesi ve ipleri ele alması lazım.

Ve son olarak Volkan... Rahatlamış duruyor. Transferlerle değişen kulübün ruh hali sanki ona da sirayet etmiş. 5 yıldır kalecilikten başka her şeyle gündeme geldi. Kulaklarını tıkayıp işine odaklanırsa -ki bunun sinyalleri var- Fenerbahçe kaleci aramaz.

Fenerbahçe transfer yapacaksa bir Aurelio bulmalı. Ancak ben Souza’nın bu işi ve fazlasını yapabileceğini düşünüyorum.

Ama savunma lideri bulmak çok daha önemli. Oraya bir patron lazım.

30 Temmuz 2015, Perşembe 02:30
YAZININ DEVAMI