MENÜ

Başarısızlığın adı: Sahadaki kaçak

Abone Ol Google News
Haberin Devamı

Amatör kulüplerimizin çoğu kişisel çabalarla ve hayatını bu işe adamış vefakar isimlerin omuzlarında ayakta kalmaya çalışmaktadır. Doğal olarak devlet imkanlarını sonuna kadar kullanan belediye ve müessese takımları karşında eşit şartlarda mücadele etmeleri mümkün değildir ve sonuçta çoğu tarihi takım kapanmış bazıları da kapanmanın eşiğine gelmiştir.

Başarısızlık..

Ülkemizde futbol konusunda gerekli yapısal değişikliklerin hayata geçirilmemesi ve ilgili kişilerin sorunları çözmek yerine farklı işlerle uğraşmaları ayrı bir sorunken her geçen gün ayakta kalmaları daha da zorlaşan kulüplerimizin en büyük sorunlarından biride her şeye rağmen ve ne şekilde olursa olsun tüm kategorilerde özlenen ve beklenen “Başarı’ya” ulaşamamalarıdır.

“Kul hakkı”


Aslında başarının da bir kriter olmadığı ülkemizde amatör futbol müsabakalarında ve özellikle alt yaş kategorilerinde sahte lisans belgesiyle oyuncu oynatıp sahte başarılara yelken açan takım antrenörleri ve yöneticilerinin ne kadar çok olduğundan bahsetmeden geçemeyeceğim. Ahlak ve adil yaklaşımının temeli olan sporu çıkar amaçlı şekillendiren bu kişiler, kendilerini kandırmanın yanı sıra dürüstlük ve centilmenlik ilkelerinde örnek olacak genç beyinlerimizi sahtekarlıklarına alet etmekte ve rakip oyuncuların ve kulüplerin hakkını çalmaktadır. Yani dinimize göre “Kul Hakkı” yemektedirler.

Büyük görev

Haftada 1000’e yakın müsabakanın oynandığı İstanbul başta olmak üzere tüm Anadolu’da yaygın olan kaçak oyuncu oynatma sorununun bir an önce önüne geçilmesi için Gençlik ve Spor Bakanlığımız başta olmak üzere Türkiye Futbol Federayonu, TASKK ( Türkiye Amatör Spor Kulüpleri Konfederasyonu) ve İASKF (İstanbul Amatör Spor Kulüpleri Federasyonu)’a büyük görev düşmektedir.

Eğitim


Türkiye’nin adının sporun her dalında hem yurt içinde hem yurtdışında yaşatılan başarılarla gururla anılmasını vatandaşlık borcu olarak gören biri olarak dileğim, en kısa zamanda gerekli özeni göstermeyen antrenör ve yöneticilerin, amatör sporun asıl amaçlarının anlatıldığı ve günlük reklam amaçlı başarılar için her şeyin mübah olmadığı düşüncesinin beyinlerine kazınacağı eğitim seminerlerine alınmalıdır. Tabiri caizse amaç bağcıyı dövmek değil üzüm yemekse ceza vermekten ziyade amatör camiamızı bilgilendirmek, eğitmek ve kul hakkı yemenin en büyük günahlardan biri olduğunu anlatmak sanırım daha faydalı olacaktır. Tabi ki anlamak isteyenlere... “Türk Sporunda Sorunlar ve Çözüm Önerileri” başlıklı kitabını tarafıma ulaştıran Gençlik ve Spor Bakanlığımız’ın tecrübeli bürokratlarından değerli insan Ahmet Ak’a çok teşekkür ediyorum. Başarılı çalışmasındaki görüş ve önerilerinin muhatapları tarafından değer bulup, en kısa sürede hayata geçirilmesi dileğiyle...

YORUM YAZ