MENÜ

O kadeh

Abone Ol Google News
Haberin Devamı

Herkes Fenerbahçe’nin mâkus tarihinin akışını ve güzergâhını değiştiren şeyin, ‘1 oy fark’ olduğundan dem vurur. Bu işin sadece matematik, yani sığ kısmıdır. Oysa bunun ciddi bir derinliği, güzel-çirkin-incitici boyutları var.
Değişimin ve dönüşümün ilk nirengi noktası, Vefa Küçük gibi Fenerbahçe hizmetkârı bir beyefendinin başına, oldu bitti ile kondurulan o rakı kadehidir. İkinci önemli nokta da, Sayın Küçük’ün tüzük garabetinin ortaya çıkardığı tablo karşısında, feragat ederek takındığı saygın tutumdur.
Sayın Küçük’ün Fenerbahçe Konukevi haline getirilen eski kulüp binasının açılışında kurdele kesmesi, anlayış farkı açısından küçümsenecek, geçiştirilecek basit bir detay değildir. Hem de 1 oy farkla kaybettiği bir başkanın davetiyle.
Bunları şundan yazıyorum. Geçmişini unutan toplum ile hafızasını yitiren insan arasında hiçbir fark yoktur. Biri murdar ederken, biri onore ediyor.
Geçmişteki anlayışların devredışı bıraktığı Fenerbahçe Yüksek Divan Kurulu’nun yeniden saygınlık kazanması, kongrelerin seviyeli bir ortamda kavgasız-küfürsüz geçmesi az buz kazanımlar değil. Son Divan Kurulu’ndaki katılım oranının yüksekliği, Yönetim Kurulu’nun da yedekler dahil 22 kişi eksiksiz yer alması, anlayış farkının farkıdır.
Çünkü grup ağaları ile onların devşirip, dayattıkları yöneticiler, kulübün senatosunu hiçbir zaman önemsemediler. Kendilerini sadece oligarşiye ve onların çıkarlarına karşı sorumlu hissettiler.
Ancak son kuruldaki yuhlar, ıslıklar ve sataşmalar hiç olmadı. Hakaret ve küfür olmadığı sürece, kürsü dokunulmazlığı kutsaldır. İsteyen herkes çıkar, eleştirisini, itirazını özgürce dile getirir. Söz hakkı doğan kişi, yine medeni ölçüler içinde çıkar ve yanıtını verir. Durumdan vazife çıkarma işgüzarlığı yakışıksızdı.
Anlaşılan o ki; Fenerbahçe Camiası, Mayıs’taki kongreye kadar seçimle yatıp seçimle kalkacak. Yönetim ne kadar uzak durmaya çalışsa da, muhalefet gündemi ısıtacak, medya konuyu kaşıyacak.
Ne kadar çok aday çıkarsa o kadar iyi. Ancak kuru hamâsetle, karalamayla, kiralamayla, pazarlıkla, nazarlıkla, parayla, siyasetle, el altı-bel altı yöntemlerle yönetime gelme devri geçti. Yönetime talip olanlar proje üretmeye ve proje yarıştırmaya ve bunları da iyi anlatmaya mecbur kere mecbur.
Aksi tutum, genel kurul üyelerinin, taraftarların hafızalarını, vicdanlarını, sevgilerini küçümsemek hatta aşağılamaktır. Kimseye rakı şişesindeki ‘alık’ muamelesi yapmayın!

YORUM YAZ