Kaderimiz elimizde

Oradan çıkmak için de Panevezys’de olduğu gibi kimsenin elimizden tutmasına gerek yok. Almanya ve Sırbistan’ı, hatta sadece Sırbistan’ı yensek bile kendimizi çeyrek finale atacağız. Turnuva başlamadan önce rakipleri 60’lı sayılarda tutacağımızı ve bunu başarırsak her maçta son ana kadar oyunun içinde kalacağımızı söylemiştim.

Nitekim savunmayı yaptık, son ana kadar hep oyunda kaldık ama 3 maçı da son topta kaybettik. Hatayı yapan hep biz olduk, her zamanki gibi. Almanya ve Sırbistan maçlarında da aynı savunmayı yapıp galibiyeti son saniyeye kadar kovalayabileceğimizi biliyorum. Peki bu maçları kazanabilecek miyiz? Bizi İzmir’de Nowitzki ve Kaman’sız yenen Almanya, müthiş bir takım oyunu sergilemiş, inanılmaz disiplinli oynamıştı. İki NBA’li katılınca takım hüviyetlerini kaybettiler. Herkes onların gözünün içine bakıyor. Neredeyse bütün topları Nowitzki ve Kaman kullanıyor. Diğerleri tam figüran pozisyonuna düştüler.

Bu bizim için avantaj.
Nowitzki’yi durdurmakta belki zorlanırız ama diğerlerini devreye sokturmazsak şanslı olduğumuzu düşünüyorum. Tabii ki artık şutları bu kadar kötü atmayacağımıza inanıyorum. Bir yerden sonra o şutlar girmeli. En önemlisi ise oyun kurucularımız Kerem Tunçeri ve Ender’in performansları. Kerem moral olarak dibe vurmuş durumda. Ona ne kadar ihtiyacımız olduğu kaybettiğimiz maçlarda da görüldü. Haydi Kerem! Sen ne zorlukların altından kalktın. Herkes kötü oynayabilir. Şutları girmeyebilir. Bozma moralini. Gün senin günün olsun.