Hata üstüne hata

Efes bu yıl belki ilk kez alan savunması ile karşılaştı... İstanbul’da hiç kaybetmeyen, ama hiç de kolay kazanamayan Efes bu savunma karşısında ilk 20 dakika boyunca yanlış hücum etti. Topu içeri indirmeyi beceremeyen ya da potaya gidemeyen Lacivert-Beyazlılar, 15 kere üçlük denerken (ki bunların 12 tanesini kaçırdılar), sadece 12 adet yakın mesafe atışı kullandılar. Tamamen Malaga’nın istediği şekilde oynarken savunma performansları onları skorda önde tuttu. Ama ikinci yarıda işler değişti. İlk yarı 2 sayıda kalan rakibin en skoreri Marcus Williams aldığı her topu ya attı, ya attırdı.

Williams’ı uzun süre Vujaçiç ve Farmar’la savunmak, onun kaçırmasını beklemekten başka bir şey değildi. Nitekim hiç kaçırmadı ABD’li yıldız. Sinan, Doğuş ya da Lucas varken, Williams’ı riske etmek, maçı da riske etmek anlamı taşıdı.

Semih’in 4’lemesiyle oyuna giren Ermal takımı ateşlerken o sahadayken Efes 5 sayı öndeydi. Hem hücuma, hem de savunmaya önemli katkı veriyordu tecrübeli oyuncu. Ama Mahmuti, onu kenara alıp Semih’i sokunca, Zoriç yine çember altında cirit attı.

En iyi performanslarından birini sergileyen Kerem Gönlüm’ün en kritik anda serbest atış atacakken sakatlanıp kenara gelmesi, maçın kaderini de değiştirdi. Soğuk Savanoviç’in iki serbest atışı da kaçırması sonun başlangıcı oldu.

Efes sonuçta savunmada iyi mücadele etmesine rağmen hücumda hiç ritm bulamadı. Semih ve Baraç gibi iki uzunundan kısıtlı katkı alıyorlar. Final-Four iddiamız var, ama bu iki uzunun hep iyi günlerinde olmalarını beklemekten başka da çaremiz yok.