MENÜ

Zirveye ince ayar!

Abone Ol Google News
Haberin Devamı

Hakemlerle ilgili spekülasyonlardan “nemalananlar” dışında kulüpleri yönetenler konunun sözünü fazla etmeseler de , Türk Futbolu’nda gerçek olan bir şey var : Son haftalarda bazılarının canını yakma bahasına ligde dengeyi sağlayan düdükler.
Bu gerçeğin üzerinde yeterince dur ulmuyor. Örneğin bu durumdan olumsuz etkilenenlerin başında gelen Trabzonspor’un ve diğerlerinin sessizliği, tansiyonu yükseltmeme ve fair play adına olumlu karşılan abilir ama birilerinin bu tavra aldanarak adımlarını fütursuzca atması , sezonun bundan sonraki selameti açısından pek de iç açıcı görünmemektedir. Zira bu sessizlik hatta her şeye rağmen hakemlere destek veren duyarlılık , ne yazık ki adalet dağıtıcıları tarafından çok da dikkate alın mıyor.

Son birkaç haftada ligin bozulan (!) dengesini yeniden sağlamaya yönelik hamleler dikkatlerden kaçmıyor; kaçmıyor am a sorumluların kılı kıpırdamıyor. Bir önceki federasyonu ayyuka çıkan benzer yaklaşımlar nedeniyle tarihe gömen anlayışın Türk futboluna armağan ettiği yeni yapılanmanın da aynı sinyalleri vermeye başlaması , hiç kuşkusuz ülkedeki çaresizliğin belgesi ol maya aday sonuçlar doğuracaktır.
Futbol bu ülkede, en azından sessiz çoğunluk için bazı takımların erken devre dışı kalmaması ve r eyting hassasiyetlerinin çok daha üzerinde anlamlar ifade etmektedir. O yüzden futbolu yönetenler adalet duygusuna olduğu kadar bu çoğunluğun hisleri ve beklentilerine de azam i özeni göstermek zorundadırlar.
“Telefon mağduru” hakemi, kendisi de güvenmeyerek kenara alan MHK’nin bir hafta sonra liderin maçına ata ması, nasıl bir mantığın ürünüdür anlamak mümkün değil. Bu tesadüfler hele de sahadaki kararlarla birleşince insanın aklına ister istemez “Birileri haklı mı?” sorusunu getiriyor ki o da eski şaibeli günlerin tekrar ge ri döndüğü izlenimini yaratıyor.
Böylesi bir havayı milyonları peşinden koşturan futbol dünyasında estirmeye kimsenin hakkı yok , arkasında ki güç ne olursa olsun...

YORUM YAZ