MENÜ

“Bu nasıl gururdur?”

Abone Ol Google News
Haberin Devamı

Yani espriyle karışık bir gururun dışavurumu olarak da değerlendirilebilir bu durum. Gelişen teknolojiyle espri, “Her gün yüzlerce mail alıyorum, cep telefonum kilitlendi, kapatmak zorunda kaldım” diye değişti. Yemin ederiz ki (!) böyle değil durum, yani kendimizle sizi meşgul etmek gibi bir niyetimiz yok. Çok sayıda mail alıyoruz ama gerçekten de çok sayıda, telefonumuz da bayağı çalışıyor, yakın dostlarımızın, “Ne kadar meşgulsün” şeklindeki yakınmaları buna kanıttır. “İyi ki varsınız!” diyenler çoğunlukta olsa da, “Yeter artık, başka malzeme mi bulamıyorsun!” diye sitem edenler, işi ileriye götürüp, konuya siyasal bir bakış açısı getirenler de oluyor. Ama bugünlerdeki maillerin, telefonların içeriği başkanla ilgili. Valla az da değil hani. Bunları bilmesinde yarar var diye düşünüyoruz. “Fatih Tekke’ye Fenerbahçe’nin talip olmasından gurur duymuş ” ya başkan, o konuyla ilgili. Yıldız sözü, stadyum olayı, transferde şimdilik yaşanan hayal kırıklığı, teknik direktör seçimi, Fatih olayı ile ilgili çelişkiler falan hepsi geri planda kalmış. Herkes “Bu nasıl bir gururdur?” diye soruyor. Her fırsatta kurumu temsilde ön plana atlayanların bu yoruma nasıl bir tepki vereceklerini beklerken nihayet bir ses aldık yönetim içinden. “Başkanımdır, ne derse doğrudur!” gibi taşralı mantığından sıyrılıp bir açıklama yapmış başkan yardımcısı : “Başkanla organize olup bir kongre kazandık. Yönetime davetle gelmedim. Hatta başkanı da o koltuğa talip olması için ben ikna ettim. Şimdi benim asbaşkan yaptığım kişilerle tartıştığım, yönetime seçtiğim kişilerle sorunlar yaşadığım konuşuluyor. Tartışacağım bir kişi olarsa o da sadece bu yolda beraber yürüdüğümüz başkandır. Ama onunla da şu an itibarıyla öyle bir durumumuz söz konusu değil” şeklindeki zehir-zemberek sözlerini tartışma konusu muhataplarına bırakıp, “gurur” hikayesine bakış açısına hak verdik: “Kaptanımızı Real Madrid, Milan, Barcelona veya M.United istese tamam ama onun dışındaki tüm teklifler sıradandır, ekonomik gözle bakılabilir. Trabzonspor’u yönetenlerin ve o değeri taşıyanların da böyle düşünme zorunluluğu vardır.” Eee, doğru söze ne denir? Neyse farkındayız, bir taşla iki kuş vurduk, gerçek niyetimiz olmasa da, okunduğumuzu satır aralarına yerleştirdik. -Fazla tevazu gösterme gerçek sanırlar!- Bu arada sağ olsun ikinci başkan, bizim mail ve telefonlara verilecek kolay yanıtı açıkladı da rahatladık. Dünden beri, “Başkan yardımcısını okuyun” diyoruz.

YORUM YAZ